Nifak, gerçekte inanmadığı halde inandığını gösterecek davranışlarda bulunmak anlamında kullanılan bir kavramdır. Hastalıklı bir ruh hali olan münafıklık; çıkar elde etmek, sahip olunan imkânları korumak, gelmesi muhtemel zararlardan korunmak gibi sebeplerle ortaya çıkar. Yükselen değerler etrafında görülebilen bu hastalıklı hal Hz. Peygamber’in (sas) Medine yıllarında zaman zaman Müslümanların sıkıntılı durumlar yaşamalarına sebep olmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de münafıkların korkak olduklarına vurgu yapılır: “(O münafıklar) mutlaka sizden olduklarına dair yemin ederler. Hâlbuki onlar sizden değillerdir, fakat onlar korkan bir toplumdur. Eğer sığınacak bir yer ya da (barınabilecek) mağaralar veya (sokulabilecek) bir delik bulsalardı, koşarak o tarafa yönelip giderlerdi” (Tevbe 9/56-57).
“Onların içlerinde size duydukları korku, Allah’a olan korkularından daha şiddetlidir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur” (Haşr 59/13).
Yüce Allah hem Medine’de, hem de bedeviler arasında varlığı bilinen münafıklar hakkında Hz. Peygamber’i ve Müslümanları uyarmıştır: “Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap vereceğiz, sonra da onlar büyük azaba itileceklerdir.” (Tevbe 9/101).
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…