Râşid Halifeler dönemi kısa sürmesine rağmen dinî, siyasî, sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan güçlü bir etkiye sahip olmuştur. Genellikle Hz. Ebubekir (ra), Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra) ve Hz. Ali (ra) olmak üzere dört Râşid halife zikredilir. Bazı müellifler, kısa süre Kûfe’de halifelik yapan Hz. Hasan’ı (ra) da bunlara katar. Râşid Halifelerin ortak yönlerini hatırlayacak olursak, dördü de İslamın ilk günlerinden itibaren Hz. Peygamber’in (sas) yakınında bulunma ve onun bilgisinden, ahlakından, kişiliğinden nasiplenme şansına sahip olmuşlardır. Allah Resûlü’nün vefatına kadar yanından ayrılmadıklarını, ona samimi şekilde itaat ederek kendilerine yüklenen görevleri hakkıyla yerine getirdiklerini görürüz. Allah Resûlü vefat ettiğinde kendilerinden razı olduğu sahâbîlerin başında gelmektedirler. Allah Resûlü’ne karşı sadakatlerini fedakârlıklarıyla da göstermişlerdir. Onun her çağrısına cevap vermişler; emirlerini yerine getirme hususunda sahâbîler arasında başı çekmişlerdir. Dört halife de Kureyşlidir. Ancak her biri Kureyş’in farklı bir boyuna mensuptur. İktidara gelişleri sürecinde akrabalığı esas alan bir kriter aranmamıştır. Dört halife de Hz. Peygamber’le hısımlık kurmuştur. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer Hz. Peygamber’in kayınpederi, Hz. Osman ve Hz. Ali ise damadıdır. En önemli özelliklerinden biri, dördünün de vefatlarına kadar yönetim erkini kendi çıkarları için kullanmaktan kaçınmış olmalarıdır. Yöneticiliği, Allah’ın kendilerine yüklediği bir sorumluluk ve Müslümanların emaneti olarak değerlendirdikleri için görevlerini yerine getirirken azami bir hassasiyet göstermişlerdir. Benzerlikler yanında yönetici karakterleri arasında önemli farklılıklar vardır. Örneğin Hz. Ebubekir, Allah Resûlü’nün uygulamasını takip etme hususunda daha katı davranırken, Hz. Ömer, yaşadığı döneme uygun yorumlar yapmayı tercih etmiştir.
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…