Hz. Peygamber’in (sas) tebliğ ettiği hakikate kulaklarını tıkamıştı. Lafın gelişi değil, hakikaten kulaklarında pamukla geziyordu. Fakat bir şair ve söz ustası olarak işittiği âyetlerin eşsizliğine hayran olmaması mümkün müydü? Yanında okunan Kur’an-ı Kerim pamukları lime lime edecek, tam kalbinden vuracaktı onu. İşittiklerinin insan kelâmı olamayacağını itiraftan başka bir şey gelmedi elinden.
Bu şuurla Müslüman oldu Tufeyl b. Amr. Bir söz ustası vahyin mucizesi karşısında susmuş, hakikatin sesine teslim olmuştu. İşte kısa fakat yüreklere işleyen hazin hikâyesi:
Yemen civarında yaşayan Devs kabilesinin şairliği ve cömertliğiyle nam salmış; şerefli, varlıklı ve misafirperver lideriydi Tufeyl b. Amr. Sözüne güvenilirdi, muhtacın yardımına koşardı; bu yüzden sadece kabilesinde değil, bölgedeki Araplar arasında da seçkin bir yere sahipti.
Müslüman olması müşrikler arasında ağır bir kayıp, Müslümanlar için de önemli bir kazanç olacaktı. Bu yüzden bir Hac mevsiminde Mekke’ye gidince Müslüman olmasından korkan Kureyşliler onu Resulullah’tan uzak tutmak için ellerinden geleni yaptılar.
“Ey Tufeyl! Sen bizim şehrimize geldin. Aramızdaki bir adam bizim içn problem oldu, cemaatimizi böldü ve işimizi bozdu. Onun sözü sihir gibi. Kişiyle babasının, kardeşinin ve eşinin arasını açar. Biz senin ve kavmin için endişeleniyoruz. O halde onunla konuşma ve onu dinleme!”
Devamı Derin Tarih Dergisi Temmuz 2016 Sayısında…