Anladık, tarihçilerimize Osmanlıca öğretemeyeceğiz, bari nasıl olsa okuyamadığınız mezar taşını gidip kendi gözlerinizle görme zahmetine katlanın, değil mi? Yok, bizde öyle olmuyor, raviyan-ı ahbar ve nakilan-ı asar ne güne duruyor? Al bir kitaptan, kaynak da verme, yalan yanlış aktar, nasıl olsa kimse hesap sormuyor, akademi -ciddi ilim adamlarını tenzih ederim- olmuş al gülüm ver gülüm alemi, ben senin tavuğuna, sen de benim tavuğuma kış demeyeceksin, devran dönecek. Devran dönecek de adlarınızın kara listeye geçtiğinin farkında değil misiniz? Üstelik 200 adet basılıp kendilerinden başkasının okumaya tenezzül buyurmadığı hakemli dergilerde neşrolunan, yarısı dipnot ve kaynakça dolu bir makaleden bahsetmiyorum, bir DOKTORA TEZİ söz konusu. Adıyla sanıyla doktora tezi. Ve tez jürisinde profesörler geçidi. İmza atmışlar bir de, bu tez akademik tez olma liyakatini haizdir diye. Takdimi de geçen ay dergimizde ifşa ettiğimiz üzere bir kitabında Sultan Aziz’i intihar ettirirken öbüründe öldürten Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan. Muska misali koymuşlar. İşte Abdulhamit Kırmızı’nın Abdülhamid’in Valileri adlı doktora tezi basılmış haliyle elimizde. Mayıs 2007’de çıkmış piyasaya, bugüne kadar da birkaç baskı yapmış. Akademik olarak (yanlış sayfa numaraları ve kaynakları birbirine karıştırmak gibi) fahiş hatalarla dolu ve “tezi” belli olmayan, özellikle sonuna usulen konulan iki belgede 49 okuma yanlışı tespit ettiğim malul “tez”in asıl tenkidine daha sonra gireceğim. Burada akademisyenimizin bir mezar taşındaki talik kitabeyi bile okuyamadığını teşhirle yetineceğim.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…