Mi’râciyye vakfının
Vâkıfıdır bu Hanım
Resûl’e olan aşkın
Şâhididir bu Hanım
Vakfı yaşatanların
Gayreti gerek canım
(Vardavî)
Bilindiği gibi Hz. Peygamber (sas) ile ilgili olarak kaleme alınan siyer ve mevlidler başta olmak üzere bütün eserlerin ortak konularından biri de Mi’ractır. Yüzyıllardan beri dünyanın farklı coğrafyalarında ve değişik dillerde Efendimiz ile, ona duyulan aşk ve muhabbet ile ilgili manzum, mensur binlerce eser yazılmıştır. Dinî tasavvufî Türk edebiyatının en derin ve bereketli konularından biri de budur. “Mekke’de Muhammed (sas) Türkistan’da Ahmed” ifadesiyle tanınan Ahmed Yesevî’den beri edib ve şairlerimiz Mi’rac ile ilgili olarak kendilerine ulaşan bilgileri hayal güçleriyle süsleyerek bu muhteşem olayı müminlerin imanlı gönüllerine aktarmanın yollarını aramış bulmuşlardır. Bir müddet sonra bu şiirlerin bestelenmesiyle daha başka bir güzellik ortaya çıkmış, musikinin gönül tellerini okşayan meltemi esmeye başlamış, bir başka ifade ile insan sesi ve nefesi ile Peygamber aşkı ve şevki bir araya gelmiştir.
Mevlid metinlerini makamlı, makamsız, toplu veya tek başına okuma geleneğine bir müddet sonra Mi’râciyye de eklenmiştir. Özellikle Mi’rac kandillerinde tekkelerde başlayan bu adet giderek yaygınlaşmıştır.
Dersini göklerde aldı
Muştusun ümmete saldı
Ruhunun özüne daldı
Mirac sultanı Muhammed
(Vardavî)
Konu ile ilgili dikkat çekici bir davranış da Bursalı Safiye Hanım tarafından ortaya konmuştur. 1888 tarihli vakfiyeye göre Mevlid, Regâib ve Berat kandillerinde; mevlid, Kadir gecesi hatm-i şerif; Mi’rac kandilinde de Mi’râciyye okunması sağlanacaktır.
Safiye Hanım, damadı Mustafa Rakım Efendi ile birlikte hazırladıkları bu vakfiyenin Mi’râciyye ile ilgili bölümü -belki inanmayacaksınız ama- bugün yaşamaktadır. Her sene Mi’râc kandilinin olduğu günün ikindi namazından sonra Nâyî Osman Dede’nin bestelediği Mi’râciyye, vakfiye gereği okunmaktadır. Mi’râciyyehânlar görevlerini Hoca Muslihuddin/Mahkeme Camii’nde (Kız Lisesi’nin karşısında) ifa etmektedirler. Dergâhların sırlanmasıyla birlikte bu gelenek de unutulmuştu. Söz konusu geleneğin günümüzde yaşamasına vesile olanlardan biri de Bursa Numaniye Dergâhı son postnişini Safiyyüddin Efendi’nin oğlu Ziya Eşrefoğlu’dur (öl. 1977). Yeğenleri Safiyyuddin Erhan beyefendi aynı hizmeti yıllardan beri zevkle ve muazzez bir emanet şuuruyla sürdürmektedir.
Medet yâ sâhibe’l-Mi’râc meded senden kerem senden
Meded yâ şefia’l-usât lutuf senden himem senden
(Şemseddin Mısrî)
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…