Biz talebeleri olarak bilirdik de Atilla Yayla ismini; Türkiye bilmezdi. Ta ki 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen, “AB ve Türkiye İlişkileri” konulu panelde yaptığı konuşmaya kadar. Buradaki konuşmasında Atilla Hoca “Atatürk’e hakaret ettiği” gerekçesiyle başta Yeni Asır gazetesi olmak üzere linç kampanyasına maruz bırakıldı. Keza Kemalistlerin en iyi yaptığı şeydir biliyorsunuz. Gazete “Haine Tepkiler Yağıyor” başlığıyla ortalığı velveleye verirken, haberler de bu konuyu işledi durdu.
Neler demişti Prof. Dr. Yayla, kısaca bir bakalım mı? “Kemalizm ilerlemeden çok, gerilemeye tekabül etmektedir. ‘Kemalizm olmasaydı Türkiye medenîyetleşemezdi’ deniliyor. Bir kere Ortaçağ tarihi İslam dünyasını değil, Avrupa’yı ilgilendirir. Cumhuriyet dönemini bir bütün olarak düşünemezsiniz. Çünkü soyut bir öznedir. Soyut özneyi yüceltmek anlamsız. 1925-1945 ile 1950 ve sonrasını da aynı değerlendiremezsiniz. Bu dönemler birbirinin panzehiridir. İlk dönemde sınırlanamaz siyaset varken muhalefet, ifade özgürlüğü gibi durumlar yoktu. Nitekim 1930’da İzmir’de Serbest Fırka’nın başına gelenleri biliyorsunuz.” Yayla sözlerini, “Kemalizmle ilgili tezime karşı bir tez bekliyorum. Ama umutlu değilim. Önemli olan bunun tartışılmasıdır. Ancak kavga ortamı doğmasın. Kemalizm medeniyeti çözücü bir süreçtir” şeklinde bitirmişti.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…