Bayrak yarışındadır Haçlı dünyası. Birinin bıraktığı yerden diğeri devralır bayrağı ve devam eder seferlerine, entrikalarına… Şimdi sıra Fransa’da. O aldı bayrağı eline ve koşuyor. Nereye? Müslümanları kışkırtmaya…
Fransa’da bir öğretmen, Charlie Hebdo’da 2015 yılında yayımlanan Hz. Muhammed’e (sas) ve İslam’a hakaret içeren karikatürleri öğrencilerine gösterdiği için öldürülmüş. Şer çeteleri harekete geçiyor tabii olarak. Kim öldürdü öğretmeni? Plan hazır: Müslümanlar. Piyon da var. Müslüman görüntüsünde nice piyon, parayı verince öldürür veya cinayeti üstlenir. Yeter ki plan yapılmayagörsün. Müslümanlar kışkırtılacak ya, sahne de hazır oyuncular da. Sıra uygulamada.
Hz. Muhammed’i çirkin ve edepsiz bir üslupla karikatürize eden o görseller, Fransa’nın Montpellier ve Toulouse şehirlerinde, gece vakti devlet kurumlarına ait devasa binaların duvarlarına yansıtıldı. Gerekçe öldürülen öğretmeni anmak ve sözde ifade özgürlüğüne vurgu yapmaktı. Akabinde Fransız hükümetinin bu saygısızca davranışına İslam dünyasından tepkiler yağmaya başladı!
Gündemde manzara böyle! Ya tarihte? Orada da ahval farklı değil. Batılıların Peygamberimizle ilgili bu tür karikatürler çizmeleri yeni hadisattan zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Biz bu planı, yani Haçlıların kışkırtma yöntemlerini 831 yıl önce de görmüştük.
Kudüs’ün büyük komutan Selâhaddin Eyyûbî tarafından 1187 yılında fethedilmesini Haçlılar bir türlü hazmedememişti. Fetih sonrası Kudüs’ü terk etmek zorunda kalan Haçlılar, şövalyeler ve Kudüs Patriği Sûr’a sığınmıştı. 1189 yılında Sûr’dan çıkan Kudüs Patriği, rahipler, papazlar ve şövalyelerden müteşekkil pek çok kişiyi etrafına toplayarak karalar giyinmiş olduğu halde Kudüs çevresindeki diğer Frank şehirlerini dolaşarak onları Kudüs’ün intikamını almaya davet ediyorlardı. Bu davetin ses getirmesi için halkı galeyana getirecek bir şey bulmaları lazımdı. Kuru söz yetmiyordu. Aranan malzemeyi buldular: Hz. Peygamber’i Hz. İsa’yı döven, kanlar içinde bırakan bir Arap olarak tasvir eden bir resim çizdirdiler. Katolik Kudüs patriği ise bu resmi çoğaltıp dağıtmaya başladı. Patrik ve adamları Hz. İsa’nın kanlar içinde kalmış resimlerini Frank şehirlerindeki kalelerindeki halka göstererek, “İşte bu resim, Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed’in Hz. İsa’yı dövdüğünü, yaralayıp öldürdüğünü göstermektedir!” diye iftira atarak Hristiyanların dinî duygularını sömürdüler. Bu resimlerden o kadar çok çizmişlerdi ki gezdikleri her yerde halka gösteriyor, isteyenlere de veriyorlardı. Resmi gören dindar Hıristiyan halk ağlıyor, feryad-ı figan edip Hz. İsa’nın yasını tutuyor, Peygamberimize kinleniyor, Müslümanlara öfke kusuyordu…
Bu söylemlerle çevre kasaba ve köylerde dolaşan patrik her defasında bunun meyvelerini toplayıp, çok fazla yiyecek ve altınla geri dönüyordu. Böylece şövalyeler, papazlar ve rahipler çok uzak yerlerden gelen Haçlıların dinî duygularını harekete geçiriyor, büyük bir infial yaratıyorlardı. Kışkırtmalar öyle bir vaziyet almış ki yapılması planlanan Haçlı seferine katılamayanlar kendi yerlerine paralı asker gönderecek ve mukabilince para verecek kadar galeyana gelmişlerdi! (Cemal-Fatma Toksoy, Şarkın En Sevgili Sultanı Selâhaddîn Eyyûbî, Şule Yayınları, 2016, s. 253)
Haçlı zihniyetine mensup insanlar nelerin hayalini kuruyorlarmış? Fitne ve kışkırtma ta o zamanlardan başlamış. Karikatür ve resim çizerek Hz. Peygamber’e hakaret de… Tek fark var: O günlerde kışkırtılıp galeyana getirtilen Hıristiyan halktı, günümüzde ise Müslümanlar!
Devamı Derin Tarih Kasim Sayısında…