Türkiye’nin tarihinin en karanlık günlerine yaklaştığı dönemde SSCB çözülmüş, ABD dünyanın jandarmalığına soyunmuştu. ABD için komünistler tehlike arz etmiyordu artık. Bazı devletler “terörist” veya “haydut” ilan edilmişti. Bunlar büyük İsrail’i engelleyen Ortadoğu devletleriydi.
İlk adım 1991’de 1. Körfez Savaşı ile atıldı. Dünyanın en büyük ikinci petrol rezervlerine el konuldu ve Irak, İsrail için bir tehdit olmaktan çıkarıldı. Savaşın ardından Pentagon oluşturduğu Çekiç Güç ile bölgenin istikrarını bozmak için elinden geleni yaptı. Amaç Irak’ı parçalayarak kuzeyde bir Kürt devleti kurmaktı.
Türk Genelkurmayı ve bilhassa Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis bu gelişmeleri önlemek için çeşitli girişimlerde bulundu. Bunun üzerine CIA’nın Türkiye masası şefi Graham Fuller, “Eğer Ankara bu süreci durdurmaya çalışırsa ortaya çıkacak sonuç çok tehlikeli ve masraflı olabilir” dedi. 17 Şubat 1993 günü Bitlis’in uçağı bir sabotaj ile düşürülürken 17 Nisan günü Cumhurbaşkanı Turgut Özal şaibeli bir şekilde hayatını kaybetti.
31 Mart 1993’te Org. Çevik Bir başkanlığındaki bir askerî heyet İsrail’de gizlice bir “güvenlik ve işbirliği” antlaşması imzaladı. Meclisin iradesi dışında Türkiye’nin rotası değişmeye başlamıştı. 1994 Ağustos’unda İsmail Hakkı Karadayı’nın Genelkurmay Başkanı olması ve ertesi yıl Çevik Bir’in de Genelkurmay 2. Başkanlığına tayini ile Türk Genelkurmayı İsrail ve ABD’nin güdümüne girmiş oldu.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…