2017 Mayıs’ını iki olay sebebiyle hiç unutmayacağım. Birinci olay, Derin Tarih dergisi ve fakir aleyhine düzenlenen alçakça linç harekâtı, ikincisi ise Akif Emre’nin Hakk’a yürüyüşü. 23 Mayıs günü “Akif Emre’yi kaybettik” haberini bir haber sitesinde okuyunca önce bir inanamamızlık hali kapladı ruhumu. Onun yokluğuna birazcık alışınca bu defa boşluğu doldurma ihtiyacı belirdi. Acaba beraber çektirdiğimiz bir fotoğrafımız var mıydı? Baktım arşivime, mutlaka olmalıydı ama maalesef bulamadım. Daha doğrusu bir tane çıktı ama beraber çektirdiğimiz değil, benim İnsan Yayınları’nda mesai arkadaşlığı yaparken çektiğim yukarıdaki fotoğrafı. Saf, içten ve dünyayı ayak bağı olarak gören içten bir gülüş aşketmiş kameraya rahmetli… Tipik Akif Emre gülüşü bu. Hafızamın sarp yokuşlarında ilk tanıştığımız günü bulurken fazla zorlanmıyorum. Yıl 1990 olmalı. Mekânı ise hiç unutmuyorum, yıllarca mektupların “gönderen” kısmına o adresi yazdığım için: “Klodfarer Caddesi, Kültür Apartmanı, Numara: 27/5 Divanyolu, İstanbul.” İnsan Yayınları’nın Klodfarer Caddesi’ndeki ofisi 1984 yılında ilk kitaplar çıktığından beri bizim gibi o günlerin üç öğün merakla beslenen İslamcı talebelerinin çekim merkezlerinden biri olmuştu. Onlar da Rahmet-i Rahman’a kavuştu ya, yayınevini Ahmet Şişman kurmuş, İlhan Akıncı ile Allah uzun ömür versin Adnan Başdemir entelektüel Müslümanların bu asil bayrağını devralmışlardı. Değerli dostlarım İlhan Kutluer ve Şakir Kurtulmuş da ne zaman uğrasak oradalardı. Sonraları sevgili Mahmud Erol Kılıç da kervana katılan yiğitlerden oldu.
Derken 1989 Şubat’ında fakir de İnsan Yayınları’nda yayın yönetmeni koltuğuna oturdu. (1991 yazına kadar görevime devam edecektim). Bir yandan çeviriler yapıyor, derlemeler hazırlıyor, diğer yandan nitelikli kitapları okurlara sunma yolunda geceli gündüzlü çalışıyordum.