Bir ülke neden başka bir ülkede darbe tertip eder? Bu soruya verilebilecek cevaplar, ABD’nin doğrudan ya da dolaylı olarak parçası olduğu darbelerin sayısı kadar çok. Çünkü neredeyse her darbe arkasındaki başka bir gerekçeye dayanıyor. Ancak bütün bu gerekçelerin üç ortak hedefi var: Kendi hayat ve fikir tarzını empoze etmek, hedefteki ülkenin zenginliklerini sömürmek ve uluslararası siyasette daha etkili bir ülke olmak. Üstelik darbeler bunlara ulaşmak noktasında savaşlardan daha az maliyetli. ABD’nin hemen her darbede işte bu yüzden parmağı var. Peki, ABD darbenin savaştan konforlu bir araç olduğunu nasıl keşfetti? Karıştığı onlarca darbe arasından seçtiğimiz beş örnekten hareketle bu soruya cevap arayacağız. Ama önce ABD’nin sömürülenden sömürene geçiş sürecini ya da bir başka ifadeyle darbeciliğinin bilinç öncesini anlamaya çalışalım.
Amerika kıtası bildiğiniz üzere Kristof Kolomb’un ziyaretinden sonra Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetlerine uzun yıllar ev sahipliği yaptı. Denizlerde söz sahibi olan devletlerin hemen hepsi dümenini bu kıtaya kırdı. Kanada’ya Fransızlar üşüşmüştü. Hatta güneye inip Meksika Körfezi’ne kadar uzanan Louisiana kolonisini kurmuşlardı. Kuzey Amerika’nın güneyinde ise İspanyollar at koşturuyordu. Orta ve Güney Amerika kıtasının büyük bölümü de yine İspanya’nın kontrolündeydi. Güney Amerika’daki Brezilya ise Portekiz sömürgesiydi. Kuzey Amerika’nın Atlantik kıyılarına da İngilizler kanca atmış ve burada 13 koloni kurmuşlardı. Bu koloniler Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulmasıyla neticelenecek ayaklanmada bir araya gelecekler ve İngiltere’yi mağlup edeceklerdi.
Aslında bir araya gelen kolonilerin hedefi bağımsızlık değildi. Tıpkı Fransız İhtilali’nde olduğu gibi kolonilerin önceden tayin edilmiş siyasî bir amacı yoktu ve tek hedefleri ağır vergilere başkaldırmaktı. Çünkü kolonilerde vergi ancak halkın seçtiği temsilcilerin rızasıyla konulabiliyordu ama İngiltere hükümeti Yedi Yıl Savaşları nedeniyle sıkıntılı olan İngiliz hazinesini rahatlatmak amacıyla bu temsilcilerin rızasını almadan yeni vergiler koydu. İşte buna tepki olarak yola çıkan sömürge halkları 4 Temmuz 1776’da yayınladıkları Bağımsızlık Bildirgesi ile Amerika Birleşik Devletleri adıyla bağımsızlıklarını ilan ettiler.