869 yılında patlak veren sosyo-ekonomik temelli Zenci İsyanı, Abbasî Halifeliği’nde şiddetli bir sarsıntıya yol açmıştı. Bu karmaşa sırasında, İslam tarihinin en ilgi çekici figürlerinden birine dönüşecek olan bir adamın, Kûfeli Hamdan b. el-Eş’as’ın ismi duyulmaya başlandı. Yetenekli bir Bâtınî-İsmâilî dâisi ve rivayete bakılırsa İsmâilî harekete katılmadan önce Mecusî olan bu adam, kırmızı gözlü ya da kısa bacaklı olduğu için “Karmat” lakabıyla biliniyordu. Zenci İsyanı dolayısıyla zor günler geçiren Abbasîlerin meşguliyetini fırsat bilerek Irak’ta yeni bir hareketin temellerini atmış ve köylere dâiler tayin ederek halktan para toplamaya başlamıştı. Zulmü kaldırıp yerine adalet ve eşitliği tesis etmeyi vaat ediyordu. Kûfe ve çevresinde etkili olan bazı Arap kabilelerinin de desteğini alarak etki alanını genişletmeyi başardı.
Rivayetlere bakılırsa Arapların hâkim olduğu İslam devletinin bir süre sonra İranlıların eline geçeceğini “yıldızlardan” öğrenmiş olan Hamdan, Dâru’l-Hicre adını verdiği bir kale yaptırarak takipçilerinin burada toplanmasını emretmişti. Geleneksel İsmâilî anlayışı aşarak “Müslüman bile olsalar bütün muhaliflerin kanının helal” olduğunu iddia etmişti. İsmâilî gelenek içerisinde kör şiddete meyl her zaman mevcut olmasına rağmen bunu sistematik ve ideolojik bir motivasyon hâline getiren oydu. Bundan dolayı kendisine mensup olan İsmâilîler sonraki dönemlerde onun lakabıyla, yani Karmatîler şeklinde anılacaktı. Fırkanın ismine dair çeşitli etnik, sosyolojik ya da tarihî değerlendirmeler olmakla birlikte, Hamdan’a izafetle bu ismi aldıkları fikri daha yaygındır.