Yağmurlu bir akşamüstü, masama gelen Türk kahvesi eşliğinde haberlere şöyle bir göz gezdiriyordum. Bebek arabası alabilecek durumu olmadığından bebeğini sokakta bulduğu pazar kasası içerisine koyup bir halat vasıtasıyla çekerek taşıyan bir annenin haberine rastladım. Anne gündelik hayatına dair pratik bir çözüm bulmuş olmanın verdiği umarsızlıkla gülümsüyordu. Fakat minik elleriyle kasanın iki yanına sıkıca tutunan bebeğin hayatı anlamlandırmaya çalışan mahzun, meraklı ve ürkek bakışları içime işlemişti. O tatlı bebecik ile annesinin hüzünlü hikâyesinde buldum bu ay ele alacağım eşyayı.
Yaygın rivayete göre tarihteki ilk bebek arabası 1733 yılında üretilmiş. İşin doğrusu mimar William Kent bu icadı yapmaya mecbur bırakılmış. Derler ki Devonshire’nin III. Dükü çocuklarına pek kıymet verirmiş. “Bebek de olsa nihayetinde bir dük çocuğu, elbette şahsi bir arabası olmalı!” diyerek başarılı bir mimar olan William Kent’e bir bebek arabası siparişi vermiş. Genç mimarsa o dönem için hayli komik bir şakadan fazlasını ifade etmeyen bu talebi kabul edemeyeceğini belirtmiş. Tabii Dük emrivaki yapınca Kent çevresine rezil olmayı göze alarak kolları sıvamış ve ilk bebek arabasını yapmış. Bu amatör araç, bebeğin içine konulacağı bir sepet ve sepeti bir keçi ya da küçük midilliye taşıtmak suretiyle tasarlanmış. Mimar William Kent soyluların takdirini kazanmış olacak ki, icadı halen asıl işlevine sadık kalınarak kullanılıyor.
Bu hikâyeden uzun zaman sonra Benjamin Potter Crandall 1830’ların başında Amerika’da ürettiği ilk modern bebek arabasını satışa çıkaracaktı. Oğlu Jesse babasından miras kalan bu standart ürünü çeşitli eklemeler yaparak geliştirmiş ve patentini almıştır. Bu eklemeler arasında fren mekanizması, katlanabilirlik özelliği, güneş/yağmur şemsiyesi ve şemsiye askısı vardı. 1840’lara gelindiğinde artık bebek arabası dünya çapında moda olmuş ve talepte adeta patlama yaşanmıştı.
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…