Halep’ten bomba sesleri geliyordu bu satırları yazarken. İnşaatlardan sarkan cesetler, kan yürüyordu yollarda insanlar yerine, bebekler ki üzerlerinde tonlarca beton. Afganistan, Pakistan, Irak, Yemen, Filistin, Suriye, Libya ve bu ateş çemberine sokulmaya uğraşılan ülkemiz. Türkiye, cansiperâne bir gayretle bir yandan FETÖ darbesine direnirken diğer yandan DAEŞ’in, PKK/YPG’nin, daha bilumum emperyalist cemaatin hücumlarını püskürtmeye uğraşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 milyarı aşkın nüfusa sahip. İslam âleminin BM’de temsil edilmeyişindeki tuhaflığa ‘Dünya 5’ten büyüktür’ adını koyuyordu.
İslam âlemi sırları dökülmüş kırık bir aynayı andırıyor. Manzaraya bakınca hepimizin dilinde o türkü: Bu bir zamanlar
nice güzelleri çatlatmış aynayı yeniden sırlayacak ve Osmanlı’dan sonra hurdahaş olmuş billur kâseyi lehimleyecek usta kim?
Etrafınıza bakınadurun, biz maziye kulaç attık ve oradan bir inci devşirdik. Yani Selahaddin, yani ‘dinin kurtuluşu’. Onun Müslümanları birleştirme yolundaki gayretlerini hem tarihî, hem de analitik olarak ele alan yorumlarla faydalı ve zengin bir dosya hazırladık size.
Bugünkü tablo bizi karamsarlığa düşürebilir ama geçmişte İslam âlemini birleştiren bir mimar çıkmıştı. Selahaddin Eyyûbî’nin
varlığı hepimize umut aşılıyor. ‘Bir kere başarılan bir daha niye başarılamasın?’ sözü içimizi ısıtmaya yetiyor. Tarih de biraz böyle bir şey değil mi zaten? Umutların yelkeni desek ona alınır mı? Kasım ayında buluşmak umuduyla.
Hayırla kalınız.
Mustafa Armağan
Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni