“Denizcilik tarihi sadece bizde değil, Batı’da da ciddi anlamda çalışılıyor artık. Sempozyumlarda, kitap ve makalelerimdeki vurgularım yavaş yavaş araştırmalarda ve yapılan tezlerde karşılık buluyor, dile getiriliyor. Hatta ‘Osmanlı Akdeniz’i’ başlıklı makale yazanlar bile oldu. Fakat önceki zamanlarda Osmanlı’yı Akdeniz’e dahil bile etmezlerdi. Bizde ise bir hamaset vardı: ‘Akdeniz bir Türk gölü’. İşte bizdeki bu ifrat ve tefrit meselesi ilmî kriterlerle örtüşmemektedir.
Taraf tutmayan bir tarihçiliğe ihtiyaç var. Taraf tutmamakla kastettiğim; nötr, hiç hissî tarafı, fikrî altyapısı olmayan bir yaklaşım da değil. Tarihi çarpıtmamak ve ideolojisine alet etmemek suretiyle, doğru bilgiler neyse, makul ölçülerle tarihin kendi metotlarıyla ortaya konulmasıdır. Bunu bize öğreten, üzerine kitaplar yazan Batılılar kendileri bu prensiplere riayet etmediler. Bizim entelektüelimiz, ilim adamlarımız, bu işi meslek edinmiş, mesele edinmiş bazı hocalarımız da bunu görmediler. Türkiye’nin entelektüel kimliğinin tam olarak oluşmaması veya tamamen ideolojik olarak bölünüp parçalanması da bununla alakalı.”
Derin Tarih’in Aralık sayısında hangi konuyu kapak dosyası olarak belirleyelim diye tartışırken, Osmanlı denizciliğine müstakil şekilde eğilmemiz gerektiği görüşü ağır bastı. Konu Osmanlı denizciliği olunca da, Türkiye’de bu noktada başvuracağımız isim belliydi: Prof. Dr. İdris Bostan.
Yalnızca ülkemizde değil, bütün dünyada da Osmanlı denizciliği sahasının otorite isimlerinden biri olan İdris Hocamız, kendisiyle yaptığımız mufassal mülakatta, hem denizlerde neler yaşandığını anlattı hem de meseleye hangi prensipler çerçevesinde bakmamız gerektiğini izah etti. Kendisine ve dosyamıza katkıda bulunan diğer hocalarımıza müteşekkiriz.
Derin Tarih, bu ay yine coğrafyamızın dört bir yanından, birbirinden dikkat çekici başlıklarla dopdolu. Beğeneceğiniz ve arşivinize katmaya değer bulacağınız bir sayı hazırladığımıza inanıyoruz. Ancak her zaman hatırlattığım gibi: Daha iyisi için, sizlerin eleştirilerine, desteklerine ve katkılarına ihtiyacımız var. İstişare mekanizması işletilmeden ve ortak akıl devreye sokulmadan, kalıcı güzelliklere ulaşmak çok zor.
Hayırla görüşmek üzere.