“İslâmiyetten Önce Türkler” dosyası, nice zamandır masamızdaydı, konuyu da ancak Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın uzmanlığı, rehberliği ve yönlendirmesiyle kuşatabilecektik. Hocamızın çalışma ve seyahat takvimi müsait olur olmaz çerçeveyi çizdik, şimdi -çok sayıda ismin kıymetli katkılarıyla- meseleyi dört başı mamur biçimde sizlere takdim etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Taşağıl Hoca dosyamız için kaleme aldığı “açılış” yazısında, eski Türk topluluklarının iki önemli karakteristik özelliğinden söz ediyor. Bunlardan birincisi göçler, ikincisi de birbiri içine geçen halkalar şeklinde organize olan sosyal yapı. Mersinli Yörük bir ailenin çocuğu olduğum için, bu satırlarda tasvir edilen manzara bana çok tanıdık geldi. Hatta bu hayatı bir ucundan ben de yaşamış, atalarımızın ta Orta Asya’dan beraberlerinde getirdiği geleneklere, dile ve dünya algısına şahit olmuştum. Dahası, Asya’ya seyahatlerimde has bir Yörük anası olan rahmetli babaannemin kullandığı kelimeler kulağıma çalınmış, Mersin’in yaylalarında aşinası olduğum nice geleneğin izini uzak coğrafyalarda bulmuştum.
“İslâmiyetten Önce Türkler” dosyası, bahsettiğim noktalar itibariyle, aslında Anadolu’nun özüne, mayasına ve yapı taşlarına odaklanan bir arkeolojik kazı hükmünde. İçerikteki makaleleri okurken, eminim siz de birçok ipucu yakalayacak, tanış çıktığınız noktaların çokluğuna belki de şaşıracaksınız. Ve Türklerin Uzak Asya’dan Avrupa içlerine uzanan serüvenlerinde, ilk kez duyacağınız nice renkli sahneyle karşılaşacaksınız.
Sizleri yeni sayımızla baş başa bırakırken, değerli hocamız Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’a, dosyamızın hazırlıkları sırasında gösterdiği âlicenaplık ve yetkin rehberlik için teşekkürlerimizi sunuyorum.
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…