Yıl 1672. Osmanlı Devleti son mesud devrelerinden birini yaşarken Avrupa’nın kuzeybatısında ilginç olaylar cereyan etmekteydi. Hollanda tahtında Oranj hanedanı oturmaktadır ama eyaletlerin seçtiği bir nevi ‘Başbakan’ (Great Pensionary) olan John de Witt, İngiliz çağdaşı Oliver Cromwell gibi iktidarı sınırlamaya adamıştır hayatını. Hanedanın iktidarı karşısına halkın temsilcisi olarak dikilmektedir.
Aynı 1672 yılının güzünde John de Witt adlı bu çok yetenekli entelektüel lider -filozof Spinoza’nın arkadaşıydı-, kardeşi Cornelius ile birlikte, çıkan bir ayaklanmada tüfekle vurulacak, ardından idam edilecek, dahası öfkesi dinmeyen rakiplerinin hücumuna uğrayan cesetleri darağacından indirilerek cinsel organlarına ve kalplerine varıncaya kadar paramparça edilecek, nihayet kasap dükkânındaki koyun veya sığırlar gibi parçalanan vücut parçaları pişirilerek afiyetle yenilecekti. Evet yenilecekti!…
Kaynak isteyenler buyursun: Herbert H. Rowen, John De Witt: Statesman of the “True Freedom”, Cambridge University Press, 2002, s. 218. Anlattıklarımıza kafalarında Hollanda ile, genelde Avrupa ile yamyamlığı bir araya getiremeyen okurlarımız şaşırmış olabilir ama unutmayalım ki “düşünmek şaşırmakla başlar.”
“Avrupa tarihini taşralılaştırmak”tan söz etmişti Chakrabarty. Adaletin tesisi için tarihin merkezi ve yöneticisi olarak konumlanagelen Avrupa artık ait olduğu yere, periferiye itilmeli ve bir vakitler haksız yere oturduğu tahtından indirilmeliydi. Bunun için de Avrupa’nın bize anlatmadığı, içimizdeki Avrupalıların ise zinhar gündeme getirmediği bir mazinin paslanmış kapılarını zorlamanın zamanı gelmişti.
Kendi tarihindeki yamyamlık vakalarını ustaca gözlerden gizleyen ve onu “ilkel”, “barbar”, “vahşi” kavimlerin sapkın bir geleneği olarak takdim eden Avrupa, asırlarca gösterişli saraylarına ve Vatikan’ın freskli koridorlarına varıncaya kadar sürekli insan eti ve kanı tüketmiştir, diyen tarihçi Richard Sugg’u dışlıyor, unutturmaya çalışıyor.
Elinizdeki çarpıcı dosyada Sugg’un yakında Ketebe Yayınları’ndan çıkacak kitabından bazı parçaları ilk kez Derin Tarih okurlarına sunarken tarih alanına da değerli bilgiler taşıdığımız inancındayız.
Ne demiştik: Bildiğiniz her şey tarih olacak!
Hayırla kalınız.
Mustafa Armağan
Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni