2012 Nisan’ında dünya hayatına adım atan Derin Tarih ticarî ve laylaylom dergilerin istilası altındaki piyasaya soylu bir iddiayla çıkmıştı. Diyordu ki, bir tarih derdimiz var ve bu dert, dile getirmekten kaçınsak da içten içe bizi kemiriyor. Tarihten kaçılmaz. Tarihle yüzleşilir. Er veya geç tarihle yüzleşeceğiz. Bu yüzleşmede bizim de tuzumuz bulunsun…
Tuzumuz bazan alnımızdan ter olarak damladı, bazan gözümüzden yaş. Ama onu avcumuzun içinde tutmakta ısrar ettik bugüne kadar. Her şeye rağmen bırakmadık. Çünkü o lazımdı bize.
İşte Üstad Necip Fazıl vaktiyle o ‘tuzun’ sırrını şöyle açıklamış:
“Benimki, bağlı olduğum Büyük Kapı yoliyle elime verilen bir avuç tuzu, şaraba döndürülen nesillerin üzerine atmaktan ileriye geçmez. Bir avuç tuzun bir fıçı şarabı sirkeye çevirdiğini bilirsin…” (Yolumuz, Hâlimiz, Çaremiz, İstanbul, 1977, b.d. yayınları, s. 50).
İşte yıllardır yazılıp çizile çizile doğru sanılan yalanların içine atılan bir avuç tuzdur Derin Tarih dergisi. Her sayısında az veya çok, o bir avuç tuzun, yalanlardan sarhoş olmuş tarihimize nasıl bir çözücü etki yaptığını görmenizin sebebi budur. Daha geçen ay yayımladığımız Esad Paşa’nın şimdiye kadar sansürlenerek aktarılmış Çanakkale hatıralarının orijinalinde nasıl tamamen farklı bir anlatının mevcut olduğunu ortaya koyduk ve birileri yine rahatsız oldu!
Neden rahatsız oluyorsunuz? 90 yıldır anlatıp durduğunuz yalanları millet sabırla dinledi. Bir 10 yıl da bizi dinlesin de, yalanlar üzerine kurulu köşkünüz ne kadar sağlammış, anlasın.
Elinizdeki sayı ile 7. yılına adım atan Derin Tarih dergisini bugüne kadar yazıları ve fikirleriyle destekleyen değerli hocalarımıza ve yazarlarımıza, her ay yılmadan dergimizi almaya devam eden sevgili okurlarımıza şükran borcumuzu huzurunuzda bir kere daha dile getirirken her şeye rağmen ellerindeki dergiye tutkulu bir şekilde sahip çıkan sevgili mesai arkadaşlarıma hem kendim, hem de sizin adınıza minnettarlığımı beyan etmeyi bir görev biliyorum.
Yeni yıllarda yine dopdolu sayılarla birlikte olmak dileğiyle hayırlı kalınız efendim.
Mustafa Armağan
Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni