Bir ordunun sefer sırasında ülke içinde geçilen güzergâhlarda halk ve çevreyle münasebet halinde olması, çeşitli nedenlerle bazı askerlerin gayrimeşru hareketlere girmesine yol açabilmekteydi. Osmanlı seferlerinde askerlerin çevre ve halka zarar vermesine yol açan temel sebepler; lojistik organizasyon kaynaklı iaşe ve malzeme eksikliği, askerlerin maddî yetersizlikleri, binek veya yük hayvanı olarak kullanılan atların ölmesi ve çeşitli faktörlerden kaynaklanan askerî disiplinsizlikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlara daha farklı nedenler de eklenebilir. Ancak diğer sebeplerin çoğunlukla bu ana sebeplere altyapı oluşturduğu söylenebilir.
Osmanlılar zikredilen nedenleri en aza indirmek için gerekli sefer organizasyonunu yapmaya büyük ihtimam göstermişler, ayrıca askerlerin halka zarar vermemesi için ilave tedbirler almışlardır. Bunların başında konuyla ilgili yazılan yasaknâme türü fermanlar gelmektedir. Devlet yönetimi hemen her sefer öncesi ilgililere konuyla alakalı emirler göndermiş ve bunları hatırlatmak için sefer sırasında da tekrarlamıştır. Konuyla ilgili ikaz ve tehditler sefer öncesi, sefer görev emirlerini (seferberlik) içeren fermanlarda kendine yer bulmuştur. Bu fermanlarda fermanın gönderildiği kişiden bölgesindeki askerlerin hızlıca toparlanması istendikten sonra, bunların sefer güzergâhındaki halka herhangi bir zarar vermemesi için gerekli tedbirlerin alınması emredilmiştir.
Gönderilen emirlerin bazılarında yetkililerden, askerlerin men‘i ve kontrolü gayesiyle görevli kişiler tayin edilerek yollarda bekletilmesi emredilmiş; beylerbeyi, sancakbeyi, yeniçeri ağası gibi görevlilerin emri altındaki askerleri zapt etmeleri amacıyla görevli tayin etmeleri ve bu kişilerin yol üzerindeki gerekli noktalarda bulunması istenmiştir. Ayrıca 1768-74 Osmanlı-Rus Harbi döneminde devletin, ana askerî geçiş yolunun iki tarafına birer kır serdarı tayin etmesi, bunları emirleri altındaki neferlerle birlikte ahaliyi askerlerden korumakla vazifelendirmesi aynı uygulamanın farklı bir türü olarak göze çarpmaktadır.
Osmanlıların genel olarak devlet hazinesinden padişah adına yaptıkları nakdî ve aynî ihsanlara “inam” denilmekte olup, bunlar sefer sırasında da verilirdi. Bu zamanlarda verilen inamlar sefer esnasında çıkabilecek sorunların çözümü için mühim bir işleve sahipti. Sefer esnasında askerlere yapılan nakdî destekler sefer bahşişi ve harçlık olarak da anılabilirdi. Bunlar seferin hem gidişinde hem de dönüşünde dağıtılabilir; askerlerin fukarasına, vezirlere, beylerbeylerine, kapıkulu ve eyalet askerlerine verilebilirdi.
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…