İstihbarat tarihin en eski dönemlerinden itibaren istifade edilen bir iktidar ve güç vasıtasıdır. Alabildiğine geniş bir coğrafya ve zamana yayılmış olan Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetenlerin de daha ilk devirlerden itibaren o vasıtadan istifade ettikleri tarihî kayıtlarla sabittir. Başlangıçta, Osmanlılarda daha ziyade düşmanların askerî hazırlıklarından ve komşuların durumundan haberdar olmak esası üzerine bina edilmiş bir istihbarat ağının, sonraki süreçte ve şartların zorlamasıyla ülke içinde ve dışındaki bütün gelişmeleri öğrenmek arzusuyla genişletildiğini görmekteyiz. Dikkat çekilen genişleme istihbarat ağı içerisinde faaliyet gösteren bilgi kanalları için de geçerli olmuş, farklı dinî ve etnik kökene mensup kimseler birer istihbarat elemanı olarak Osmanlı İmparatorluğu’na hizmet etmişlerdir. Bahsedilen bilgi kanallarının başında casuslar gelmekteydi. Onlar Osmanlı tarihinin her döneminde istihbaratın görünmeyen sahnesinin en önünde yer almışlardı.