Amerikan Bizans Enstitüsü’nü kuran Thomas Whittemore’un Ayasofya’nın sıva ve boya altında kalmış mozaiklerini temizlemek için sıcak ekmek kullandığını biliyor muydunuz? Son Posta gazetesinde şu satırlarla karşılaştığımda ben de sizin kadar şaşırdım:
“Whittemore, temizleme işinde çok hassas ve kıskanç davranıyor. Temizleme ameliyesini etrafını perdelerle örttüğü iskelenin içinde elektrikle yapıyor ve iskelenin merdivene açılan kapısını da bizzat kilitleyerek, anahtarı yanına alıyor. Geçen gün temizleme işini tetkik için gelen ecnebi bir zaire (ziyaretçiye) bile müsaade etmemiş ve iskeleye çıkartmamıştır. Bir de gazetelerin resim çekmesinden çok çekiniyor. Çıkardığı saliplerin ve resimlerin üzerini de sıkı sıkı kâğıtlarla kapatıyor. Birisi 25, diğeri 35 lira yevmiye ile çalışan iki İtalyan ustadan başka yapılan işi kimse görmemiştir. Temizleme işi de bir sır olarak kalmakta ve resimler gibi kimseye gösterilmemektedir. Yalnız her gün camiye 15-20 okka taze ekmek girmesi nazarı dikkati celbetmektedir. Yapılan ameliye hakkında alınabilen malumat şudur: Evvela benzin ve gaz gibi kabartıcı maddelerle mozaikler ıslatıldıktan ve büyük süngerlerle silindikten sonra, fırça ile kazınıyor. Sonra da ekmek içleri mozaikler üzerine yapıştırılarak, son kalan boya tozları da bu suretle çıkarılıyor. Bugün dokuz kapı üzerindeki iş bitmiştir. Şimdi de, dehliz üzerinde bulunan sekiz kubbedeki, otuz iki çiçek altındaki salipleri (haçları) ve resimleri de meydana çıkarmaya başlıyacaktır” (Son Posta, 14 Temmuz 1932, s. 13).
Whittemore kim mi?
Önce Amerikalı ünlü zengin Charles Richard Crane’i tanıyalım derim.
Yıldız Sertel, annesi Sabiha Sertel’i anlattığı kitabında adını vermeden, 10 Türk gencini Amerika’da tahsile göndermek isteyen bir Amerikalı milyonerden bahseder. Bu milyoner Zekeriya Sertel’in de hatıralarında sözünü edip kimliğini açıklamadığı, kendisine Amerika’da öğrenim bursu veren kişidir: Charles Richard Crane. Aynı kişinin “Ayasofya’nın cami olmasını isteyenlerin kafası ezilmelidir” diyen gazetenin yazarı Ahmet Emin Yalman’ı da verdiği bursla Amerika’da okuttuğunu öğreniyoruz.
10 Ağustos 1919’da Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektupta, “Biz İstanbul’da kendimiz için, bütün eski ve yeni Türkiye hudutlarına şamil olmak üzere muvakkat bir Amerikan mandasını, ehven-i şer olarak görüyoruz” diyen Halide Edip’in yakın dostu, hamisidir aynı zamanda Crane.
Aynı mektupta, “İstanbul’a Ermeni dostu olarak gelen birçok hatırı sayılır Amerikalılar, Türk dostu ve Türk propagandacısı olarak döndüler” şeklinde tanımladığı Amerikalılardan biridir. Aynı zamanda Türkiye Mandaları Hakkında Milletlerarası Komisyonun Amerikan Şubesi olan King Crane Komisyonu’nda Prof. Henry Churchill King ile birlikte görevlendirilmiştir.
Bitmedi! Halide Edip 21 Mart 1920’de İstanbul’dan ayrılmadan iki saat önce yazdığı mektubunda Robert Kolej’de okuyan oğulları Zeki ve Ayet’i İngiliz tehlikesine karşı Crane’e emanet etmiş. Ayrıca 20 Ağustos 1919’da yazdığı 20 sayfalık mektupta, Türkiye’nin önde gelenleri (Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa, Doktor Nazım, Bahaeddin Şakir, Prens Said Halim, Prens Abbas Halim, Fethi Okyar, Ziya Gökalp, Hayri Efendi, Cavid, Ferid Paşa, Adil Bey, Ali Kemal, Refik Halid, Mustafa Sabri, Prens Sabahaddin, Şerif Paşa, Said Molla, Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Refet Bey, Ahmed Rıza, İzzet Paşa, Tevfik Paşa, İsmet İnönü…) hakkında bir nevi “kim kimdir” listesi oluşturup haklarında Crane’e bilgi vermiş…