Kafkas halkları tarafından Çarlık Rusya’ya karşı yürütülen mücadelede Rus ordusunu dize getiren ve İslamiyetin Kafkasya’da yeniden ihyası için büyük mücadele veren Şeyh Şamil tarihin yazdığı güçlü liderlerden biri. Kafkas halkları tarafından rehber bir imam olarak kabul görmesinde şahsiyet özelliklerinin rolü tartışılmaz. Savaş Sanatı’nın yazarı Sun Tzu’dan Homeros’a, Platon’dan Aristo’ya pek çok filozof ve düşünür bir liderin sahip olması gereken özellikler hakkında görüşlerini belirtmiştir. Bunlar ışığında Şeyh Şamil’i güçlü bir lider yapan özellikleri nelerdir, birlikte inceleyelim.
Şüphesiz yetiştirilme tarzı ve eğitim bir liderin ortaya çıkmasında ehemmiyet arz eder. Küçük yaştan itibaren ata binme, kılıç kuşanma eğitimleri yanında döneminin en bilgili zatlarından ve en iyi belagat ustalarından olan Molla Cemaleddin’in tedrisinden geçmiş olması, dinî ilimler yanında fen ilimlerinde de kendisini yetiştirmesi liderliğine güç katan hususlardandır. Nitekim bu altyapı, onun ilmî ve fikrî müktesebatı yanında barut, silah, top gibi kendi lojistiğini tedarik edebilecek düzenli askerî teşkilatlar kurmasına imkân sağlamıştır. Ayrıca Rus işgaline direnişin önemli isimleri olan İmam Mansur, İmam Gazi Muhammed ve İmam Hamzat ile silsilenin son halkası olması onun savaşçı liderliğinin tesadüf olmayacağına işaret eder. Yine Fransız komutan Napolyon’a karşı galibiyet elde etmiş olan Mikhail S. Vorontsov’u mağlup etmesi de askerî dehâ ve liderliğinin göstergesidir.
Şeyh Şamil’in liderlik uygulamalarında tıpkı Hz. Ömer’in (ra) liderliğinde olduğu gibi insana ve yapıya yönelik bir ayrım görülmemektedir. Her ikisine de Allah rızasına uygunluğu oranında eşit mesafede durmuştur. Halkın gönlünü kazanacak icraatlara önem vermiş; dindar, ahlâklı ve dürüst kişiliğiyle bölgedeki Müslüman halkların saygısını kazanmıştır. Ordusunda görev yapan askerlerin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenmiş, aralarında adaletle hükmetmiş, ayrım gözetmemiştir. Öyle ki, ordusunda yalnızca Müslüman Kafkas halkları yer almamış, Moskova yönetimine karşı çıkan ve Rus ordusundan ayrılan binlerce Hıristiyan askeri de Çarlık Rusya’nın zulmüne karşı birleştirebilmiştir. Diğer yandan, ümmeti bir araya getirmek için mücadele vermiştir. Halkın dertleriyle dertlenmiş, komutan ve askerleriyle bir arkadaş gibi konuşup herkesin fikrini söylemesine imkân tanımıştır. Fiedler’in durumsallık modeli açısından bakarsak, lider ve takipçileri arasındaki ilişki karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir uyum arz ederse, vazifeler iyi tanımlanmış olup üyeler tarafından biliniyorsa ve liderin mevkii güçlüyse lider için uygun zemin oluşmuş demektir.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…