Memlüklerin Moğollar karşısında zafere -muhtemelen Memlükler dahil herkesi şaşırtmıştı- götüren savaş söz konusu olunca şu soruya cevap aramak gerek:
Memlük zaferini hazırlayan sebepler nelerdir? Yalnızca talihin bir oyunu muydu? Yoksa bu netice bir çabanın veya stratejik bir dehanın ürünü müydü? Bu makalede, Memlüklerin zaferi ve Moğolların yenilgisinin veya müteveffa Prof. John M. Smith Jr.’un ifadesiyle, Memlüklerin başarısı ve Moğolların başarısızlığının bazı etkilerini ele alacağız.
Savaşın gürültüsü nihayet dinip tozlar yatıştığında, Sultan Kutuz savaş alanında ne buldu? Çok sayıda Moğol cesedi ve bir miktar esir… Diğer Moğollar ise yakındaki tepelere ve (Calut Vadisi dahil) dere yataklarına sığınmışlardı. Bunların da peşine düşüldü ve dere yataklarına saklananlar çıkarılan yangınlar yüzünden ya açığa çıktılar veya diri diri yandılar.
Savaş meydanından kaçabilen Moğollar ise kuzeye yönelerek ülkeyi terk ettiler. Yol boyunca da subayları ve Moğol yanlısı yerel kabile mensuplarını yanlarına aldılar. Bölgedeki köylüler ve bedeviler yenilip kaçan Moğolları avlamada üzerlerine düşeni yaptılar. Emir Baybars bir Memlük birliğinin başında Moğolları Suriye’nin kuzeyine kadar takip etti. Ele geçirdikleri ganimetler arasında Moğol garnizonu ile birlikte Suriye’de bulunan Moğol kadınlar ve çocuklar da vardı.
Moğol komutanı Kitbuka’nın savaş meydanındaki ölüler arasında bulunan cesedi oğlu tarafından teşhis edildi. Savaşın nimetlerini paylaşmak veya en azından affedilmek için üç Eyyubî prensi öne çıktı. Hamalı el-Mansur Muhammed Memlüklerin yanında savaşmıştı ve kuzey Suriye’deki prensliğine geri döndürülerek ödüllendirildi. Sabık Humus prensi Melik Eşref Musa Moğolların saflarında savaşmıştı ancak savaş meydanından (Memlüklerle koordineli olduğu açıktı) erken kaçmasından dolayı ödüllendirilmedi. Yine de birkaç yıl sonra Humus’a dönmeyi başardı. Öbür yandan, kuzey Golan’daki Sübeybe ve Baniyas emiri Said Hasan da ödüllendirilmeyip, Moğolları coşkuyla desteklemesi ve savaşın sonuna kadar onların safında savaşması (ve hatta Hıristiyanlığı kabul ettiğine dair dedikodular vardır) nedeniyle ağır biçimde cezalandırıldı ve oracıkta idam edildi.
Kutuz Şam’a ilerledi ve 8 Eylül’de, yani savaştan yalnızca beş gün sonra oraya ulaştı. Moğolların yenildiği haberi bu şehre ulaştığında Hıristiyan karşıtı ayaklanmalar çıkmıştı. Hıristiyanların Moğolları coşkuyla karşıladığı görüldü (oysa Moğolların yerel işbirlikçilerinin hepsi Müslümandı) ve Hıristiyanlar kısa süreliğine -ama aşırı gürültücü bir şekilde- zımmi yasalarının kaldırılmasının sevincini yaşamışlardı.
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…