Bu yazıda Köy Enstitülerinin tarihçesini verecek değiliz. Hatta eleştiri babında gündeme getirilen enstitülerin 10 yıllık ömrü zarfında yapılan eğitsel hataları, ahlaki skandalları, beyin yıkama faaliyetlerini, köylünün manevi değerleriyle alay edildiği, faydadan çok zarar getirdiği ve Sovyetler Birliği’nden ilham alındığı vs. gibi sorunları da ele almayacağız. Onları diğer yazılarda okuyacaksınız. Sadece kapatılmasıyla Demokrat Parti’nin en ufak bir alakasının olmadığını, tersine Köy Enstitülerini kapatanın CHP ve İsmet İnönü olduğunu göstermekle yetineceğiz. Bunu ortaya koymak için de Kemalist bir kaynağı, Prof. Dr. Çetin Yetkin’in Karşıdevrim adlı kitabındaki verileri takip edeceğiz.
Bir kere Köy Enstitülerinin yerli bir fikir olduğunu iddia etmek saçma. Zira devletimiz 1937 yılında Birleşmiş Milletler’in o zamanki karşılığı olan Milletler Cemiyeti’nden eğitime dair bir rapor istemiş, bunun üzerine Milletlerarası İş Bürosu Teşkilatı’ndan Mösyo Olindo Gorni tarafından hazırlanan rapor belirli merkezlerde tarım okulları açılarak bu okulları bitiren elemanları köye göndermeyi ve köylerin yetersiz kaldığı meselelerin çözümüne odaklanmayı tavsiye etmiştir. Amaç, teorik bilgiler yerine teknik bilgiye sahip okumuş elemanları Toprak Reformuyla köylüye dağıtılacak topraklarda istihdam etmek ve verimi artırmaktır.
Fakat bu nasıl bir toprak reformudur ki, hazırlanmasına Atatürk zamanında, 1935 yılında başlamış ve tam 10 yıl boyunca kanun üzerinde “çalışılmış” ama tam da Hitler’in teslim olduğu ay, 1945 Mayıs’ında Meclis’e getirilmiştir. Lakin bu tarihte artık Meclis’in de, İnönü’nün de kanunu çıkartacak dermanı kalmamıştır! Dolayısıyla Toprak Reformu yapılırsa diye işe başlanan Köy Enstitüleri projesi Cumhuriyetin iki kurucusunun bu kanunu her nasılsa TBMM’den geçirememesi üzerine (yoksa geçirmemesi mi demeliydik?) rafa kaldırılmıştır.
Yani 1945 yılının ikinci yarısındaki dünya şartları, daha açık olarak Köy Enstitülerinin ideolojik dayanağı olan Sovyetler Birliği’nin hasım kampındaki Hür Dünya/ABD şemsiyesi altında yer alışımız CHP iktidarını kendi eliyle kurduğu bu kurumu kadük hale getirmeye zorlamıştır. İşte bizzat İnönü’nün yıllar sonra gelen Köy Enstitülerini kendilerinin kapattığı itirafı:
“Benim gücüm, partiden, parti meclis grubundan geliyordu. Bu konuda, bütün bu organlarda gücümü kaybetmiştim… Artık Köy Enstitülerini eski gücüyle, eski ruhuyla devam ettirmek olanakları benim elimden çıktı.”
Zavallı İnönü! Bu sözleri okuyunca insanın haline acıyacağı, hatta gözyaşı dökeceği geliyor değil mi? Ama durun. Aynı Halk Partililer bu dönemde çok partili hayata geçişinden dolayı onu “demokrasi kahramanı” ilan etmiyorlar mıydı? Kendi devrinde kurulan Köy Enstitülerine bile sahip çıkamadığını itiraf etmiş olan ‘aciz’ İnönü mü Türkiye’yi çok partili hayata geçirmişti? Güldürmeyin insanı. Bal gibi ABD’nin zorlamasıyla demokrasiye geçmiştik. Paşamıza kalsaydı ölene kadar da geçmezdi, zira demokrasiye geçmek isteyen biri 1946 gibi seçim rezaletini bu millete yaşatmazdı.
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…