Sanayi Devrimi’yle birlikte üretimde ve tüketimdeki yoğun artış, uluslararası ticaretin daha önce görülmemiş seviyelere çıkmasını sağladı. Ticaret hacminin bu derece artması ve çok geniş bir ağa yayılması, tüccarları ve ticarî kurumları mallarını sigortalatmaya sevk etti. Özellikle deniz ticaretinde soygun, saldırı ya da afetler sebebiyle yaşanan kayıpların telafisi, sigortacılığın gelişmesine yol açtı.
19. yüzyılın son çeyreğinde sigortacılığın kurumsallaştığına şahit oluyoruz. Bu şirketlerin amacı ticarette meydana gelebilecek risklerin ortaya çıkaracağı zararın bir kısmını ya da tamamını karşılamaktı ve bu doğrultuda kişi ya da kurumlara hizmet sattılar. Karşılığında üyelerinin başına gelen zararları tazmin ettiler.
Osmanlı topraklarında sigortacılık faaliyetlerinin başlaması Avrupa’ya kıyasla daha geçtir. Ancak Osmanlılar, yabancı tüccarlar vasıtasıyla sigortacılık sektöründen ve faaliyetlerinden haberdardılar. Sigortacılık kurumları geç karşılık bulmuş olsa dahi Osmanlı Devleti’nin vatandaşlarını ve ticarî ilişkilerini güvende tutan, vuku bulması muhtemel zararları gidermeyi amaçlayan kanunlarının mevcut olduğunu unutmamak gerekir. Padişahlar tarafından yayınlanan kanunnameler ile vatandaşların hırsızlık, cinayet gibi olaylarda zararları karşılanmaktaydı. Örneğin Sultan I. Ahmed döneminde, köylerde ve kervansaraylarda yaşanan hırsızlık olaylarında mağdur olanların zararlarının karşılanması konusunda kanunlar çıkarılmıştır. Bu durumu sigorta olarak adlandıramayız, fakat devlet güvencesinin sağlanması açısından mühim bir uygulamadır.
1838’de imzalanan Baltalimanı Antlaşması ve hemen ertesi yıl ilan edilen Tanzimat Fermanı ile yabancı şirketlere daha fazla ayrıcalık verilmesiyle, dış ticarette muazzam bir artış yaşandı. Bu artışla birlikte İstanbul’da yabancı tüccarların deniz ticaretinde yaşanan zararların tanzimi hususunda duyduğu ihtiyaçtan dolayı 1862’de Giorgio ve Roberto Casseratto kardeşler tarafından Riunione Adriatica di Sicurta (RAS) sigorta şirketinin bir şubesi açıldı. Bu şirket 1874 yılına kadar faaliyetini sürdürdü.
İlk olarak ticarî faaliyetleri güvence altına alma ihtiyacıyla ortaya çıkan sigortacılığa zamanla yangın, nakliyat ve hayat sigortası da eklendi. 1870’de Pera ve Beyoğlu’nda çıkan büyük yangınlar, Osmanlı İmparatorluğu’nda sigortaya yönelik bakış açısının değişmesine yol açtı. Sadece ticaretle uğraşan belirli bir kesimin haberdar olduğu sigortacılık, böylece yangınlarda mallarını ve evlerini kaybeden halkın da ihtiyaç duyduğu bir hizmete dönüştü. İnsanlar bu büyük afetten sonra evlerini, hatta eşyalarını sigorta ettirmeye başladılar. Yangınların ardından 1872 yılında İngiliz sermayeli Sun, Northern ve North British adında üç sigorta şirketi İstanbul’da faaliyete başladı.
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…