Hafiye Teşkilatı’nın 19 Ekim 1879 tarihinde sadrazamlığa atanan Said Paşa tarafından kurulduğu bilinir.1 Bu, paşanın ilk sadaretidir. Uzun yıllar Yıldız Sarayı’nda Mabeyn Başkâtibi olan Tahsin Paşa hatıralarında böyle bir teşkilatın Said Paşa’nın ilk sadaretinde yapıldığını ifade eder.2 Ancak teşkilatın, Sultan Abdülhamid’in tahta çıkışından çok daha sonra kurulduğunu yazanlar da vardır: O dönemlerde Mülkiye Mektebi’nde öğrenci olan Mehmet Ali Aynî, Mizancı Murad Bey’in tarih derslerinde anlattığı Fransız İhtilali’nin etkisinde kalarak okul bahçesinde arkadaşlarıyla ihtilali canlandırdıklarını ve herhangi bir takibata uğramadıklarından bahseder. 3 Aynî’nin verdiği bilgi, zaman olarak Sultan Abdülhamid devrinin 10. yılına (1886) tesadüf etmektedir.
Fakat Said Paşa’nın ilk sadaretinde böyle bir teşkilatın düşünülmesi daha mantıklıdır. Zira Abdülhamid’in saltanatının 3. yılıdır ve bu kısa zamanda meydana gelen olaylar; Osmanlı-Rus Savaşı, Ali Suavi ve Skaliyeri’nin V. Murad’ı tekrar tahta çıkarma teşebbüsleri tazeliğini korumaktadır. Olaylarda rol alan devlet adamları hakkında Sultan Abdülhamid’in düşünceleri çok nettir. Sultan Abdülaziz’in hal‘i ve katli olayının üç önemli ismi Hüseyin Avni, Mithat ve Redif paşalar için kullandığı “hâin-i saltanat ve şâyân-ı la‘net” sıfatı bu netliği gösterir. Böyle değerlendirdiği devlet adamlarına karşı bazı tedbirler almak zorundadır.
“Her şeyden haberdar olmak, buna göre gerekli tedbirleri zamanında almak ve ülkenin geleceği için zararlı gördüğü faaliyetleri engellemek” Abdülhamid’in yegâne amacıdır. Teşkilatın devletin örgüt şemasında görünür bir yüzü yoktur. Sadece Sultan’ın güvendiği kişilerin, memurların oluşturduğu ve Osmanlı coğrafyasının her tarafında, ülke dışında görev yapan bir örgüttür. Teşkilat mensupları olup biten her şeyden, devlet adamlarının hal ve hareketlerinden, bulundukları bölgenin ahvalinden sarayı haberdar etmektedir.