12 Mart öncesi ordu komutanları ve cuntalar arasındaki kıyasıya rekabette kavga, TBMM’yi İstanbul’a taşıma tehdidinden Kara Kuvvetleri Komutanı’nın oğlunu kaçırmaya kadar tırmanmıştı.
Trajikomik bir sahne anlatarak 1971’in tablosunu gözünüzde biraz canlandırasınız istiyorum. 12 Mart muhtırasına giden yolda, Ankara’da MİT’in kullanımına verilen Marmara Köşkü’nde dönemin başbakanı Süleyman Demirel, kuvvet komutanları ve başta MİT Müsteşarı Fuat Doğu olmak üzere üst düzey birkaç istihbaratçının katılımıyla yapılan toplantı… Basının dikkatini çekmemek için toplantının başbakanlık binası yerine Marmara Köşkü’nde ve hava karardıktan sonra yapılmasını istemişti Fuat Doğu. Demirel de uygun görmüştü onun isteğini. Toplantıyı doğal olarak başbakan açtı. Demirel’in olağanüstü toplantı gerektirecek derecede aciliyeti bulunmayan birkaç meseleden bahsedip üstelik bunları geçiştirmesinden davetin esas sebebinin farklı olduğunu anlamıştı komutanlar. Nitekim başbakanın, “Bu mevzuları bilahare konuşuruz ama MİT müsteşarından bana ilettiği ve bilgimize sunmak istediği önemli bir dosya olduğu notunun mahiyetini öğrenelim kendisinden” demesiyle Fuat Doğu önünde duran dosyanın kapağını açtı ve konuşmaya başladı.