Tropikal iklimi, etnik renkliliğiyle tanınan Brezilya misafirperver ve sıcakkanlı insanların diyarı. Dünyanın en kalabalık Katolik ülkesi olmasının yanında, dinî hareketliliğiyle çeşitli kültlerin doğduğu yer. Kıvrak futbolu ve her yıl düzenlenen ünlü Rio Karnavalı sayesinde dünyanın her yerinden insanların akın ettiği Brezilya medyada da oldukça popüler.
Bunlar çoğumuzun malumu da Brezilya’nın aynı zamanda en fazla Müslümanın (1,5-2 milyon) yaşadığı Latin Amerika ülkesi olduğu pek bilinmez. Farklı milletlerden göç alan ülkede Lübnanlılar en kalabalık grubu oluşturuyor. Her göçmen topluluğu bir “Mahalle Kolonisi” içinde sürdürüyor hayatını.
Brezilya’nın Portekizli denizci Pedro Álvares Cabral tarafından 22 Nisan 1500 tarihinde keşfedildiği ileri sürülse de Kristof Kolomb’dan çok önce Müslümanların Amerika ile bağlantılarının bulunduğu biliniyor. Afrika-Amerika arasında ticarî seferler yapıldığına, Avrupalılardan çok önce Afrikalı Müslümanlar ve Berberîlerin ilişkiler kurduğuna dair veriler mevcut.
Bazı araştırmacılar ülkenin ismini de bu ilişkilerden aldığı kanaatinde. Zira “Brezil” (Brazil) kelimesi bölgedeki Yerliler (Kızılderililer) arasında kullanılmadığı gibi İspanyolca veya Portekizce kökenli de değil. Ayrıca Brezilyalılara veya Avrupalılara da ait değil. Bu sebeple “Brezil” kelimesinin büyük bir Berberî kabilesi olan Birzâlah’tan geldiği yönünde düşünceler var. Bu kabilenin mensuplarına “Brezil” denilmesi de tesadüf olamaz.
İslam tarihçisi Muhammed Hamidullah İslam’a Giriş isimli eserinde, “Brezil” kelimesinin Avrupalılardan önce Amerika ile ilişki kuran bir Berberî kabilesinin adı olduğunu teyit eder. Brezilya’daki bazı kaynaklara göre, “Brezilya” kelimesinin kırmızı boya veren bir ağaç türünün ismi olduğu ve “Brezil”in de buradan türediği belirtilir.
Devamı Derin Tarih Ocak Sayısında…