Hıristiyan ilahiyatçılar I. İznik Konsili öncesinde savaşı aslan tasvip etmiyorlardı. 4. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletle iç içe geçen Hıristiyanlığın bu tavrını değiştirdiği, hatta savaşı devletin varlığı için gerekli gördüğü dikkat çeker. Özellikle 5. yüzyılda yaşayan meşhur ilahiyatçı Aziz Augustine ile ibre tamamen savaş taraftarlığına kaymıştır. 6. yüzyılda Papa I. Grégoire sapkın mezheplere ve Hıristiyan olmayanlara, yani ‘kafirlere’ karşı ‘dini yaymak için’ silaha başvurulabileceğine karar verdi. 9. yüzyıldan itibaren papalar, Müslümanlara karşı yapılan savaşlarda ölenlerin günahlarının affedileceğini ilan ettiler. 10. yüzyılda şövalyelerden istifade etme yolunu benimseyen Katolik Kilisesi ise onları kutsal topraklarda Müslümanlara karşı kullanmaya karar verdi. Böylece ortaya usta savaşçılardan oluşan silahlı Hıristiyan tarikatları çıktı. Bunların en meşhur örneği Tapınak Şövalyeleri olsa da Hospitalier tarikatı da faaliyet ve tesir sahasıyla dikkat çeker.
Tarikatın temelleri Haçlı Seferleri öncesinde, 1050 yılında Kudüs’e gelen Avrupalı hacıların ve fakirlerin ikameti, hastalananların tedavisi için bir hastane (hôpital) kurulmasıyla atıldı. Benedikten tarikatına mensup Sainte-Marie Latine Kilisesi ve Manastırının çatısı altında hizmet veren bu hastanenin açılmasına Amalfili tüccarlar öncülük etmişti. Amalfili tüccarlar elde ettikleri imtiyazlar sayesinde Müslümanların sahil şehirlerinde kalıp dinlenebilecekleri yerlere sahiptiler. Bunun bir benzerini Kudüs’e gelen hacılar için de inşa etmek istediler. Bu taleplerini arz ettiklerinde Fâtimî halifesi Mustansır-Billah (1036-94) Kudüs’te Hıristiyanların yaşadığı mahallede bir bina inşa etmelerine izin verdi. Önce Meryem Ana’ya tahsis edilmiş bir manastır yaptırdılar. Ardından da fakir, hasta ve kimsesiz hacıların barınacağı bir dârülaceze görevi de gören hastane kurdular. Kurumların idaresini Amalfili tüccarların reisi Gérard (1040-1120) üstlendi. Giderlerinin tamamı Amalfili tüccarlar tarafından karşılanan bu kurumlara zamanla Avrupa’nın farklı şehirlerinden bağışlar gelmeye başladı.
Dindar bir tüccar olan Gérard, Kudüs’ün 1099’da Haçlılar tarafından alınmasından sonra ilk yapılan binaları yıktırarak daha büyük bir hastane ve katedral inşa ettirdi. Hıristiyan hacılara ve yoksullara hizmet eden bu hastanenin kendi kuralları olan bağımsız dinî bir kurum statüsü kazanması amacıyla bu düşüncesini Papalık’la paylaştı. Papa II. Pascal, 15 Şubat 1113’te yayınladığı ‘Pie Postulatio Volontaris’ (Adanmışlıkla Yapılmış Gönüllü Talep) adlı imtiyaz belgesi ile Kudüslü Aziz Yuhanna’ya adanmış Hospitalierlerin dinî bir kurum olduğunu ilan etti ve Gérard’ın da başkanı olduğunu duyurdu. Papa ayrıca hem Doğu’dan, hem de Batı’dan birçok akar, arazi ve müesseseyi hastanenin hizmetine verdi.
Devamı Derin Tarih Kasim Sayısında…