Budizm MÖ 6. yüzyılda ortaya çıktığı Hint alt kıtasına yayılmış büyük dinî geleneklerden biri. Budizm araştırmacılarının (Budologların) iddia ettikleri gibi bu inanç tek tip değil. Etkileşime girdiği coğrafya ve kültürler sayesinde tarih içinde farklı yorumları tezahür etmiş. Asya kıtasında yaşanan popüler Budizm, genel olarak politik yönü ağır basan milliyetçi özelliğe sahiptir. İşte bu noktada Myanmar (Burma), dolayısıyla Arakan’daki Budizm, Moğolistan’daki Budizmle birlikte söz konusu siyasi milliyetçi Budizmin en fanatik şekilde temsil edildiği bir coğrafya olarak karşımıza çıkmakta. Arakan’daki Budistlerin de bağlı oldukları Tibet Budizmi, Mançuryalı Çin imparatoru Kiyanlong’un hükümdarlığı döneminde (1735-95) politik nedenlerle Lamaizm adını alarak Çin Budizminden ayrılmıştır.
İslam–Budizm karşılaşmasına gelirsek, İslamın ortaya çıktığı yıllarda bazı Budist tüccarların Arabistan’daki panayırlara katıldıkları kaynaklarda zikredilir. Ancak Budist tüccarların dillerinin farklılığı, geldikleri ülkelerin uzaklığı ve sayıca azlığı yüzünden Müslümanlar Budizm hakkında çok az bilgiye sahipti. Kur’an’da da, hadislerde de Budizmden bahsedilmez. Müslümanların Budistlerle ilk karşılaşması Hz. Ömer (ra) döneminde Sicistan’ın fethiyle gerçekleşti. Bu iletişim Emeviler dönemindeki fetihlerle arttı. Müslümanlarla Budistler arasındaki ilişkiler 15. yüzyıla kadar özellikle Hindistan, Afganistan, Tibet ve Moğolistan başta olmak üzere Orta Asya ve Türkistan’da yoğunlaştı.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…