2.Meşrutiyet’in ilanından sonra özellikle basın hayatında çok önemli bir gelişme yaşanmıştı. 1908 yılı başlarında Osmanlı ülkesinde yayınlanan gazete sayısı 120 iken, 2. Meşrutiyet’in ilanını takip eden yedi aylık süre içerisinde bu sayı 730’a çıkmıştı. Bu gazete ve dergiler Sultan II. Abdülhamid henüz tahtta iken ona övgüler düzüp onun dönemindeki devlet adamlarını suçlarken, bir başka ifade ile suçu Sultan’ın çevresini almış olan ve “haşerat” adı verilen, “sefih kimseler ve erbâb-ı cinayet” olarak isimlendirilen Saray ve iktidar mensuplarına yıkarken; Sultan tahttan indirildikten sonra ona karşı sistemli ve acımasız bir karalama ve linç kampanyası başlatmışlardı.
Sınır ve hukuk tanımayan bu kampanyanın ana fikri, Sultan’ı halkın ve İslam dünyasının gözünden düşürmek için onun İslamî anlayışını ve hayatını kötüleme, İslamî faaliyetlerini “yok hükmünde” gösterme üzerinde yoğunlaşmıştı. İttihad ve Terakki’nin yayın organı Tanin gazetesine göre “Yıldız (Sarayı); bütün alem-i insaniyetin “Kızıl Sultan” unvanıyla tel’in ettiği bir zalim hunharın karargâh-ı gadr ve itisafı (kan içicinin zulüm ve haksızlık merkezi) idi… Yıldız bütün cinayetlerin, bütün haşyet (korku) ve hıyânetlerin merkezi idi.”
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…