Elimizde bir mektup var. Selanik’ten gönderilmiş. Üstündeki tarih 17 Aralık 1912, yani Yunanların hiçbir karşı direnişle karşılaşmadan Selanik’e girdikten sonra katliam yaptıkları günler… Her babayiğidin okumaya dayanamayacağı bu satırlar, bir görgü şahidinin kaleminden, kalbinden ve vicdanından süzülmüş. Mektubun gönderildiği kişi bir günlük gazetede yayınladığı için bahtlı sayılırız. Sadece bu mektup bile Osmanlıların ardından Balkan halklarının neleri kaybettiğini anlatmaya yetiyor. Mektupta Selanik’i işgal eden Yunanların Bulgarlarla birlikte gerçekleştirdikleri vahşetlerden bazıları açıkça anlatılmakta. Bu açıdan belge Yunan, Bulgar ve diğer unsurların mezalimini anlamak için önemli. Peki, bu mektubu kim yazdı dersiniz? Aklımıza hemen Müslüman bir Türkün yazabileceği geliyor. Ama doğru değil. Bir Türk yazmadığı gibi Müslüman bir Boşnak veya Arnavutun kaleminden de çıkmış değil. Mektubu gönderen, Stuttgart doğumlu ve o esnada Selanik’te mukim bir Alman. Şehri işgal eden Yunan ve Bulgarların katliamlarını engellemeye gücü yetmediği için yaşananlara isyanını mektupla dile getirmiş. Bu vahşetten ne kadar rahatsız olduğunu ve içinin nasıl kan ağladığını hissediyorsunuz okurken.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…