1943’te İstanbul Müftüsü olana kadar çeşitli müesseselerde görev alan ve 1960’ta Diyanet İşleri Başkanı olan Ömer Nasuhi Bilmen’in Ehl-i Sünnet itikadından ve millî geleneklerden taviz vermeyen duruşu, 20 yıla yakın bir müddet boyunca pek çok talebe yetiştirmesi ve hayatını ilim yoluna vakfetmesi hayırla yâd edilecek evsafındandır. Cumhuriyet devri boyunca şahsiyetini benzer şekilde muhafaza edenlere karşı pek çok usulsüzlük ve takibatta bulunulmuştu.1 Siyasî idare kendi rağmına her türlü hareket ve şahsiyetin hayat sahasını olabildiğince daraltmış, fikir hürriyeti ise bir geçmiş zaman hayâli haline gelmişti. Ömer Nasuhi Efendi de bunlardan nasibini alacaktı. Hakkında pek çok yakışıksız iddia dile getirildi. İstanbul müftüsü iken hakkında yapılan itham ve ihbarlar devrin Diyanet İşleri Başkanı Eyüp Sabri Hayırlıoğlu tarafından “münderecatı calib-i dikkat göründüğünden” İstanbul Valiliği’ne bildirildi.