Son asırlarda Batı tahakkümüne karşı savaş meydanlarında kıyasıya bir mücadele veren Müslümanlar ilmî ve fikrî sahada da tenkit oklarının hedefinde oldu. Yaklaşık bir buçuk asır önce Ernest Renan tarafından dile getirilen “İslâm mâni-i terakkidir” yargısı İslâm dünyasında okur-yazar kitleyi hararetle bu iddianın aksini ispata yöneltmişti. İngiltere’nin resmî dinî organı Anglikan Kilisesi’nin, Külliyât-ı Edyân Cemiyeti’ndeki bir kütüphanede yer verilmek üzere İslâm hakkında Meşihat makamına yönelttiği sorular da benzer bir tasavvurun mahsulüdür. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir tartışmayı beraberinde getiren bu soruları Osmanlı ulemâsı ve münevverleri nasıl cevaplamıştı, birlikte göz atalım.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…