1986 Mayıs’ında Tarih ve Toplum dergisinin okurlarını büyük bir sürpriz bekliyordu. Bir yazıydı bu: “Viyana’nın Kanunî Sultan Süleyman tarafından fethedilmiş olduğuna dair yepyeni bir vesika.” Başlığı okuyanların aklından ilk anda nelerin geçtiğini tahmin etmek zor değil: Viyana Osmanlılar için “erişilmek istenen yer” anlamında “Kızılelma”ydı, üstelik 1529’da Kanunî Sultan Süleyman, 1683’te ise Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından kuşatılmış ancak fethedilememişti.
Yazar da, eski tarih kitaplarına mı yoksa bu vesikaya mı inanmak lazım diye soran okuyucunun tereddüdünü önceden sezip cevabını hazırlamıştır:
“Elbette tevarihlere değil, neşretmekte olduğumuz vesikaya inanmak lazımdır! Zira bu vesika öyle bir vesikadır ki tepesinde Cihan Padişahının tuğrası, altında da gene aynı Sultanın ‘teminat’ ibaresi mevcuttur.”
“Şinasi Tekin” imzasını gören bazı okurların ‘durum’u fark ederek gülümsediklerine eminim. Durum şu ki, Göktürkçeden Osmanlıcaya Türkçenin bütün tarihî devirlerine vakıf olan Prof. Tekin’in en büyük meraklarından biri Osmanlı diplomatik dilini bihakkın kullanarak sahte fermanlar düzmekti. Bu yazıda neşrettiği ferman da Viyanalı büyük Türkolog Prof. Andreas Tietze’ye doğum gününü kutlamak maksadıyla kendisi tarafından Kanunî’nin ağzından yazılmıştı!