Jorge Luis Borges Kum Kitabı’na adını veren öyküsünde, tıpkı kum gibi, başı ve sonu olmayan bir kitabı anlatır. Kahramanımız (ki bu bin kitaplık Arjantin Ulusal Kütüphanesi’nde çalışan Borges’tir) sayfaları yıpranmış, tipografisi kötü, iki sütun halinde düzenlenmiş, sıkışık metinlerden oluşan bu kitabın bir sayfasında bir çocuğun elinden çıkma, beceriksizce çizilmiş bir çapa resmi görür.