Osmanlı İmparatorluğu’nun ardından Türkiye’de din eğitimi, erken Cumhuriyet’e dair en ciddi ve canlı tartışma konularından biri olup siyasî, sosyal ve kültürel pek çok tartışmaya da kapı açar. İmam-Hatip Okullarının kapalı kaldığı 1930-1951 yılları, resmî bir kurum çatısı altında neredeyse hiç dinî eğitim veril(e)meyen bir döneme işaret etmektedir. İstanbul İmam-Hatip Mektebi açıldığında ise devrin önemli ilim adamlarının okulun kadrosunda olduğu görülür. Peki, 20 senelik nekahet döneminden sonra, bu kadar insan nasıl bir araya gelmişti? Yasaklar esnasında da ders okutuyorlar mıydı? Cumhuriyet’in “yasak yılları”ndan İstanbul’da dinî eğitim manzaraları…