Sultan II. Murad’ın tahttan feragat edip yerine 12 yaşındaki oğlu Şehzade Mehmed’i geçirmesi ve “Bundan gerü padişahunuz budur, göreyim sizi itaat üzere olasuz” demesi, pek çok “devletlü”nün itirazıyla karşılanmıştı. Hele Sadrazam Çandarlı Halil Paşa… Çandarlı deyip geçmek olmaz! Zira Anadolu’nun en tanınmış ailelerindendi Çandarlı ailesi. Ayrıca çok zengindi. .
Âşık Paşazade anlatıyor:
“Sultan II. Murad’a, artan savaş masraflarını karşılamak üzere acil para lazım olmuş. Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’yı huzuruna çağırtmış. Borç istemiş: “Sefer masarifatı içün akçe gerektür, vadesi geldükte iade etmek şartıyla bir miktar akçe viresün” Çandarlı Halil Paşa şu mealde cevap vermiş: “Tedarik içün biraz mühlet lâzım, kangı miktar virebileceksem bugün, yarun arz iderüm.”
Gebze fatihi Akça Koca’nın torunu vezir Fazlullah Paşa, Padişah’ın borç istediğini her nasılsa duymuş. Duyar duymaz da destur ile huzura dalmış. “Kul kısmından borç alınmaz!” diye adeta çıkışmış, “şevketlü Hünkârım, padişahlar borç almazlar”. Padişah ellerini iki yana açıp konuşmuş: “Lâzım oldukta başkaca çare kalur mi ki, vezirüm?” Cevap: “Padişahlara hazine gerektür Hünkârım! Müsaade buyrulursa size hazine tedarük edelüm.”
Padişah sakin sakin sormuş: “Bu işi nasıl yapacaksun ey benüm vezirüm?” Fazlullah Paşa teklemeden cevap vermiş: “Sayenüzde ahali zengincedür, malları-mülkleri çokçadur. Bir yolunu bulup elleründen almak münasiptür. Böylece hazine tedariki yapmış oluruz. Leşger gazadan geru kalmaz”.
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…