8 Mayıs 1945’te Almanya’nın teslim oluşuyla, en az 50 milyon insanın hayatına mâl olan 2. Dünya Savaşı’nın Avrupa ayağı sona eriyordu. Müttefikleri temsilen Harry Truman, Winston Churchill ve Josef Stalin 17 Temmuz’da Berlin yakınlarındaki Potsdam’da toplanarak savaş ganimetlerini paylaşmak üzere görüşmeye başlamışlardı bile. Temel kaynakları biten Japonya artık sahada yalnızdı. Buna rağmen ABD 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya, 9 Ağustos’ta da Nagazaki’ye atom bombası attı. Peki neden?
Beyaz Saray’ın nükleer silah kullanmasının kaçınılmaz olup olmadığı konusunda tarihçiler ikiye bölünmüştür. Bazıları gerekliydi derken bazıları tam aksi kanaatte.
Amerikan resmî tarihini de içine alan yaygın görüşe göre Japonya’yı kayıtsız şartsız teslim olmaya ikna etmek için bu saldırı kaçınılmazdı. Çünkü Japonlar başka çare bırakmamışlardı. İnatla savaşıyorlardı. Kazanmak için değil belki ama ölmek için…
1945 başlarında Müttefikler sıkı bir ablukaya aldıkları Japonya’nın burnunun dibindeki adalara çıkarma yapmaya karar verdiler. Önce Iwo Jima’yı, sonra da Okinawa’yı işgal edeceklerdi. Amerika ordusu birkaç günde alacaklarına inandıkları küçük bir ada olan Iwo Jima için beş hafta savaşmak zorunda kalmıştı (19 Şubat-26 Mart 1945). Okinawa muharebelerinde ise Amerikalıları daha zorlu günler bekliyordu. Japonlar yeni bir silah geliştirmişlerdi. Tahrip gücü yüksek tonlarca bomba yüklenen savaş uçakları, ABD gemilerine intihar saldırıları düzenliyordu. Amerikalıların “kamikaze” dedikleri Japon pilotları kendilerine “Gök Gürültüsü Tanrıları” ismini vermişlerdi. 1274’te ülkelerini gemilerle işgal etmeye kalkışan Moğol güçlerini perişan eden tayfundan ilham alarak…
Düşman gemilerinin güvertelerine veya yakıt depolarına çakılan kamikazeler dehşet saçıyordu. Amerikalılar öyle ürkmüşlerdi ki, bu saldırıları bir süre halktan sakladılar. Sonunda ABD’nin 38 savaş gemisi batırılmış, 368 gemisine de ağır hasar verilmişti. 18 Mart’tan 23 Haziran’a kadar süren Okinawa’daki çatışmalarda 5 binden fazla Amerikalı asker ölürken Japon ordusu 110 bin kişi kaybetmişti. İstilaya engel olmak için her Japon genci bir samuray sadakatiyle ölüme koşuyordu.