1890 yılında Rusya’nın Başkırt bölgesinde doğmuş olan Ahmet Zeki Velidi Togan (1890-1970), eğitimli bir ailenin çocuğu idi. Arapçayı babasından, Farsçayı annesinden öğrendi. Babasının kendisini evlendirip köye imam yapmak istediğini öğrenince Kazan’a kaçtı ve oradaki Kasımiye Medresesi’nde eğitimini tamamladı. Burada Rus şarkiyatçılarla tanışan Togan, 1909 yılında Kazan’da bulunan Kasımiye Medresesi’nde ve Ufa’daki Osmaniye Medresesi’nde Türk tarihi ve Arap edebiyatı tarihi alanında hoca olarak çalışmış, bu sırada Türk tarihiyle ilgili araştırmalar yapmaya başlamış, Türkistan’a geziler yapmıştı. 1915 yılında Rusya Meclisi’ndeki mebuslara Müslümanların meselelerine yardımcı olacak heyete Başkırt temsilcisi olarak seçilince Peterbursg’a gitti ve orada siyasî işlerle de uğraşmaya başladı. Bu sırada Rus Türkolog ve şarkiyatçısı V. V. Barthold’un (1869-1930) yardımıyla askere gitmekten kurtuldu; 1917 Ekim İhtilali’nden sonra Başkırt halkının ihtiyaçlarını karşılamak üzere siyasete girdi ve Başkırt Özerk hükümetinin kurulmasına öncülük etti. Bu hükümette Savaş Bakanı ve ardından hükümet başkanı olan Togan, Rusya’daki iç savaş sırasında Çarlık generallerin baskısına karşı Sovyetler’le işbirliği yaptı. Diğer taraftan Lenin, Troçki ve Stalin gibi liderlerle görüştü, Başkırt hareketi başarılı olamayınca 1920 yılında Türkistan’a giderek mücadelesini orada sürdürdü.
Türkistan’da bulunduğu 30 yıl boyunca Basmacılar’la birlikte Bolşevik Ruslarla mücadele etmiş ancak Türkistan’da Rusların baskısı artınca İran’a kaçmak mecburiyetinde kalmıştı. Orada kütüphanelerde çalışırken Meşhed’deki kitaplıkta o zamana kadar metni bilinmeyen İbn Fadlan’ın eserini buldu. Aynı yıl Afganistan’a geçen Togan, bir süre Herat ve Kâbil’de incelemelerde bulundu, daha sonra Hindistan yoluyla Türkiye’ye ulaştı. Ancak vizesi olmadığından Avrupa’ya gitti; 18 ay kaldığı bu coğrafyada İngiliz, Alman ve Fransız ilim çevreleriyle tanıştı. Nihayet Türkiye Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin daveti üzerine 1925 yılında İstanbul’a geldi ve bir süre sonra Ankara’ya giderek Türk vatandaşı oldu. Türkiye’deki ilk görevi olan Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Heyeti üyeliğine tayin edilmişse de Ankara’yı sevememiş, İstanbul’a gelerek 1927 yılında İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Türk Tarihi muallimliğine getirilmişti. Bu sırada Türkiyat Enstitüsü’nün davetiyle Türkiye’ye gelen Rus Türkolog Barthold’un konferanslarında tercümanlık yaptı.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…