Türk aydını, gerek kendine yabancılaşması, gerekse dil ve tarih bilmezliği gibi niteliklerinden dolayı her dönemde eleştiri konusu olmuştur. Ancak bu alışılagelen aydın profilinin istisnasını teşkil eden münevverlerimiz de mevcut.
Klişeleşmiş Türk aydını tipolojisinin aksine Erol Güngör bir istisna teşkil eder. Bu topraklarda yetişmiştir ve köklerinin derinliğinin farkındadır. Hem ilim adamlığını, hem de halkla bütünleşerek “toplum adamlığı”nı şahsiyetinde yoğurmuştur. Toplumla iç içe yaşamayı ve hemhal olmayı hayat felsefesi yapan bir akademisyendir. Dursun Gürlek, Erol Güngör vefat ettiğinde Konya halkının cenazesine gösterdiği yoğun ilgiyi anlatır. Bunun nedeni sorulduğunda halkın verdiği cevap manidardır: “Çünkü biz ilk defa camide bir rektör gördük beyim!”
Erol Güngör 25 Kasım 1938’de Kırşehir’de doğdu. Babası Hacı Hafızoğulları’ndan Abdullah Sabri Bey, annesi Zeliha Gülşen Hanım’dır. Dedesi Ahî Evran Camii imamı ve Kırşehir’deki Ahî tekkesinin son şeyhi Hafız Osman Efendi’dir. İlk ve orta tahsilini memleketinde yaptı; 1956’da Kırşehir Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Bir süre orada okuduktan sonra Fethi Gemuhluoğlu aracılığıyla tanıştığı Mümtaz Turhan’ın teşvikiyle Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne geçti.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…