14 Mayıs 1948 günü İsrail’in kuruluşundan itibaren, eğitim-öğretim müfredatının temeline yerleştirilen ve yetişmekte olan Yahudi nesillere ezberletilen resmî tarih tezi, ısrarla şu sloganın altını çiziyordu: “Topraksız bir halk için, halksız bir toprak.” İddiaya göre: Filistin toprakları “bomboş”tu ve ilk Siyonist kuşaklar bu “çorak” ve “terk edilmiş” coğrafyaya hiçbir zorluk çekmeden yerleşmişlerdi. Ancak sonradan Araplar kendilerine burayı vermemek için örgütlenmiş, saldırıları da hep Araplar başlatmıştı. İsrailliler ise her zaman kendilerini savunmak için savaşmış, “bin bir emekle” verimli hale getirdikleri çorak toprakları “düşman”a vermemiş, yurt edinmişti… Oysa hakikat, hiç de Siyonist resmî tarih kaynaklarının anlattığı gibi değildi. İsrail’in kuruluşu, yüz binlerce Filistinlinin vatanlarından sürgün edilmesi ve on binlercesinin katledilmesi pahasına gerçekleşmişti. Temelleri bir kan denizinin ortasına oturtulan İsrail’in her karışı tarifsiz acılar, dramlar ve gözyaşlarıyla örülüydü…
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…