Diyarbakır, peygamberler yurdu ve bir sahabe şehri. Evliya diyarı. Ariflerin, bilgelerin, âlimlerin memleketi. Seyyahların gözdesi. Nâsır- ı Hüsrev’in ihtişamlı şehri, Evliya Çelebi’nin irfan durağı. Sultanların gözbebeği, Melikşah’ın nazargâhı. Selahaddin’in umudu, Keyhüsrev’in şefkati. Nihayet Kanuni’nin imareti. Hâsılı medeniyetlerin hafızası. Kuruluşundan bugüne çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptı Diyarbakır. Nice milleti kucakladı, sayısız topluluğu bağrına bastı. Ağırlamaktan onur duyduğu medeniyet ise İslam oldu. İslam kültürüyle yeniden biçimlendi, her hanedan bu kültürü şehre nakış nakış işledi.
İnsanoğlunun Diyarbakır’daki serüveninin MÖ 12 binlerde başladığı tahmin ediliyor. Bismil ilçesinde Dicle ile Batman çayının birleştiği bölgede yer alan Körtiktepe, Yakın Doğu’da yerleşik hayata geçilmiş en eski yerleşim birimlerinden biri kabul edilir. Şehir merkezi MÖ 3 binlerden 1,200’lere kadar Hititler ve Hurri-Mitannilerin hâkimiyetinde kaldı. Derken Asurlular, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Bizanslılar arasında el değiştirdi. 639’da ise Hz. Ömer (ra) döneminde şehir merkezi Müslüman ordularınca fethedildi. Bundan sonra sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdâniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisânoğulları, Artuklular, Eyyubîler, Akkoyunlular, Safevîler ve Osmanlıların idaresine girdi.
Bu süreçte Diyarbakır bünyesine yeni şehir ve medeniyet unsurları kattı. Bu alışkanlık Hz. Ömer döneminde teslim alındıktan sonra da bütün ihtişamıyla devam edecekti.
Devamı Derin Tarih Dergisi Haziran 2016 Sayısında…