Çocukluk yıllarımda sinemada izlediğim Kara Murat filmlerinin ve bunların başkahramanı Cüneyt Arkın’ın da tarihçi olmamdaki tesiri büyüktür. Bana Osmanlı’yı görsel olarak ilk önce bu filmler tanıttı ve öğretti. Peki, savaş yıllarında Kırım’dan göç edip Eskişehir’e yerleşen Tatar Türklerinden bir ailenin oğlu Fahrettin’in Yeşilçam macerası nasıl başlamıştı? Rotamızı benim tarihçilik hikâyemden Arkın’a çevirelim.
Asıl adı Fahrettin Cüreklibatur olan sanatçımız 8 Eylül 1937 tarihinde Eskişehir’in Karaçay köyünde doğdu. Babası İstiklal Harbi gazilerinden Hacı Yakup Cüreklibatır’dır. Soyadı C/Y dönüşümüyle Cürekli > Yürekli ile Batır (bahadır, yiğit) kelimelerinden oluşmuş olup “korkusuz yiğit” mânasına gelmektedir. Bu ses dönüşümü Eskişehir’deki Kırım-Tatar kökenli toplulukların dil özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1961 yılında mezun oldu. Kısa bir süre Adana’da doktorluk yaptı. Memleketi Eskişehir’de yedek subay olarak askerliğini yaparken, Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ’in dikkatini çekti. Askerliğin ardından 1963 yılında Artist dergisi yarışmasında birinci oldu. Halit Refiğ’in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı. İlk filmi olan, 1964 yapımı Gurbet Kuşları’nın finalindeki kavga sahnesi, kariyerinde önemli bir kırılma noktası oldu. Önce ismi Cüneyt Arkın yapıldı. Cüneyt, Gurbet Kuşları’nın yapımcısı ve Artist mecmuasının yayıncısı Recep Ekicigil’in oğlunun adıdır. Soyadı ise, yine Ekicigil’in dostu, Arkın Kitabevi’nin sahibi Ramazan Arkın’dan hareketle tercih edilmiştir.