Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Kıbrıs’ın Limasol limanına ulaştığında tarihler 2 Temmuz 1570’i gösteriyordu. Herhangi bir direnişle karşılaşmadan ertesi gün Tuzla’ya geçen 60 bin kişilik Osmanlı ordusu, adım adım ilerleyerek Lefkoşa’yı, Girne’yi ve ardından da uzun bir kuşatmanın sonucunda Mağusa’yı alarak, adanın fethini tamamlamıştı. Lefkoşa ve Mağusa’daki katedraller camiye çevrilmiş, birincisine Sultan II. Selim’in ismiyle “Selimiye” denmiş, ikincisi de Lala Mustafa Paşa’ya atfedilmişti.
Kıbrıs, Müslüman Türkler için Akdeniz’de önemli bir adadan çok daha fazlasıydı. Her şeyden önce orada, Hz. Peygamber’in (sas) süt teyzesi “Hala Sultan” Ümmü Harâm bint Milhân bulunuyordu. Kıbrıs’ın fethine katılma heyecanıyla 86 yaşında yollara düşen Hala Sultan, karaya ayak basar basmaz, bindiği katırın ürkmesiyle yere düşerek şehadet şerbetini içmişti. Onun bugün hâlâ mamur durumda bulunan türbesi, Kıbrıs’a kıyamete kadar vurulmuş bir İslâm mührüydü. Osmanlı Türkleri için, Kıbrıs öylesine Hala Sultan’dı ki, sonraki yüzyıllar boyunca donanma Kıbrıs açıklarından her geçişinde onu selamlayacaktı.
Derin Tarih olarak, bu sayımızı Kıbrıs’a ayırmamızın sebebi, temmuz ayında Kıbrıs’la ilgili iki önemli yıl dönümünün bulunması: 1570’teki Osmanlı fethi ve 1974’teki Barış Harekâtı. Kıbrıs’ımızı tekrar hatırlamak ve hatırlatmak adına, adanın yüzyıllar içinde yaşadığı serüvenleri konu edinen birbirinden kıymetli yazılarla dosyamızı zenginleştirdik. Bu çerçevede, Eski Devlet Bakanı Hasan Aksay’ın 20 Temmuz 1974 günü Ankara’daki atmosferi anlattığı mülakatı bilhassa ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
Bu ay ayrıca, “ek kitap” armağanımızı Kıbrıs’taki tarihî ve kültürel mekânların tek tek anlatıldığı bir “gezi rehberi”ne tahsis ettik. Adayı avucunun içi gibi bilen İsmail Güleç hocamıza, imza attığı bu kitap dolayısıyla müteşekkir ve minnettarız.
Son olarak:
Mübarek kurban bayramınızı tebrik eder, hepimize bereketler getirmesini dileriz.
Gelecek sayılarımızda, hayırla görüşmek üzere…