Almanya’nın yanında savaşa katılma kararı aldıktan sonra ilan edilen Cihad-ı Mukaddes ile resmen savaşa dahil olmuştuk. Kafkas, Irak, Sina-Filistin, Suriye, Çanakkale, Galiçya, Makedonya, Romanya, Yemen ve Hicaz cephelerinde kahramanca savaştık. Buralarda yaşanan trajedi üzerine ciltlerce kitap yazıldı. Ya esirlerimiz? Uzun ve çileli esaret yılları ve sonrasında yaşananlar, en az cephedeki kadar hatırlanmaya değmez mi?
İngilizlerle mücadele edip binlerce esir verdiğimiz cephelerden biri Irak Cephesi, burada yaşanan en önemli kuşatma da Kûtu’l-Amâre idi. 28 Eylül 1915’te başlayan Birinci Kûtu’l-Amâre Muharebesi’ni kazanan İngilizler Türk kuvvetlerini Bağdat’ın güneyindeki Selman-ı Pak mevziine çekilmek zorunda bıraktılar. Buna mukabil 22 Ekim 1915 sabahı iki kolla cepheden, iki kolla da kuzeyden taarruza geçen İngiliz askerî gücü 51. Tümenin 23 Kasım’da başlattığı harekât sonucu geri çekilmek zorunda kaldı. Türk kuvvetleri İngilizlerin peşini bırakmadı. Sıkı bir takipten sonra 5 Aralık 1915’te Kûtu’l-Amâre mevziine vardı ve 4,5 ay süren kuşatma sonucunda General Townshend ile kuvvetleri teslim oldu.