KEREM KINIK: MİLLETİMİZİN YARDIM ELİ KIZILAY, BÜTÜN DÜNYAYA ÖRNEK BİR KURUM

KONUŞAN: DERİN TARİH

Dünyaya örnek olan bir insanî yardım kuruluşunun, Kızılay’ın başında bulunan kişiyi okuyucularımıza tanıtmak isteriz. Kısaca bahseder misiniz, kimdir Kerem Kınık?

1970 yılında Malatya’nın Hekimhan ilçesinde doğdum. Öğrenim hayatımı İstanbul’da tamamladım. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1993 yılında mezun olduktan sonra Amasya’da doktor olarak çalışma hayatına başladım. Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde idarecilik görevlerinde bulundum. Ulusal ve uluslararası teknoloji firmalarında genel müdürlük yaptım. Öğrenciliğimden beri sivil toplum kuruluşlarının içerisindeyim. Bu arada Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde ilk “Afet Tıbbı” doktora programını bitirenler arasındayım. Hâlihazırda Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde çalışmakta ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak Afet Tıbbı dersleri vermekteyim. Bu sorulara görev yaptığım kurumun tarihini hatırlatmak bağlamında sıkça cevap verdiğim şekilde söylemem gerekirse, Hilâl-i Ahmer’in 33. Umum Reisiyim. Aynı zamanda Uluslararası Kızılhaç-Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun da Avrupa ve Asya’dan sorumlu başkan yardımcılığı görevini yürütüyorum.

Ülkemizin merhametli eli Kızılay’ın bugüne uzanan yolculuğu nasıl başladı?

Kızılay ve Kızılhaç hareketinin başlangıcından fazla bir zaman geçmeden Kızılay’ımızın kuruluşu da gerçekleşti. Fransız ve İtalyan kuvvetlerinin 1859 yılında Solferino’da Avusturya ordularına yenilgisi ile biten savaşın kanlı çarpışmalarını şahsen izleyen Jean Henry Dunant’ın, yaralı ve hasta askerlerin milliyet farkı gözetilmeden, sağlık personeli tarafından tedavisi, tedavi merkezlerinin uluslararası anlaşmalar güvencesinde saldırılardan uzak tutulması ve insanî gereksinimlerin sağlanması önerisinde bulunmasıyla bugünkü Kızılay ve Kızılhaçların temeli atıldı. İlk olarak İsviçre’de 1864’teki Cenevre Sözleşmesi ile resmîleşen ve İsviçre’nin ulusal bayrağının tersi, beyaz üzerine kırmızı haç bulunan, amblem olarak kabul gören kızıl haç işareti benimsendi.

Osmanlı İmparatorluğu da 1867 yılında Paris’te toplanan ilk uluslararası Kızılhaç Kongresi’ne Macar asıllı Dr. Abdullah Bey’i göndererek katıldı ve bu toplantıda kuruluşun daimi üyeliğine seçildi. Dr. Abdullah Bey’in ısrarlı girişimleri neticesinde Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa ve Kırımlı Dr. Aziz Bey’in de çabalarıyla bir süre sonra Tıbbiye Nazırı Marko Paşa’nın başkanlığında 11 Haziran 1868’de “Mecruhin ve Marda-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti” kuruldu. Hareketin başlangıcından sadece dört yıl sonra, 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulan ve dünyanın ilk Kızılay’ı olan cemiyetin faaliyetleri, dönemin şartlarına bağlı olarak kesintiye uğrasa da, Kızılaycılık ruhu hiçbir zaman insanların içinden eksik olmadı. Batılı hümanist düşüncelere dayalı Hilâl-i Ahmer görüşü, yeni oluşan aydın kitle arasında da destekçiler kazanmakta gecikmedi. Unutulmaması gereken bir nokta, Hilâl-i Ahmer’e bir sosyal yardımlaşma kurumu olarak bakıldığında, taşıdığı düşüncenin Anadolu topraklarında yaşayan toplumun geleneksel yapısında bulunduğudur.

Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…

Benzer konular