“Söz uçar, yazı kalır”. Ecdadımız bildiklerini ve kendilerinden sonra bilinmesini istediklerini kaleme ve kâğıda emanet etmişti. Kültür birikimine sahip çıkmanın en iyi yollarından biriydi bu. Bana “bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” düsturunca birçok kitâbe ve elyazması ile matbu eser günümüze ulaştırılabildi.
İçtimai ihtiyaçların giderilmesi için kültürel birikimin, bilgi ve tecrübelerin aynı çatı altında toplanarak arz edilmesi, bir millete nasip olan en kıymetli hizmetlerden biri olmalı. İşte bu uğurda emek sarf eden isimlerden biri Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî Hazretleri’dir (1813-1893).
Trabzon’un Of ilçesine bağlı Çifaruksa (Uğurlu) Mahallesi’nde 1284 (1868) yılında Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî tarafından kurulan Gümüşhanevî Kütüphanesi bugün sapasağlam ayakta. Merkez Camii’nin ve birçok âlim, vaiz, hoca ve hafızın yetişmesine vesile olmuş 63 yıllık ahşap medresenin yakınında, 200 küsur yaşında olduğu söylenen çınarın gölgesinde tek katlı, küçük pencereli, ahşap işleme tavana sahip kütüphane, bugün kapısı kilitli olsa da 153 yıldır bir hikmet yuvası olmanın vakarını taşıyor.
Nakşibendî-Hâlidî şeyhlerinden, âlim ve mutasavvıf Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî zâhirî ilimlerin tahsiline eğilmiş, ücretsiz dağıtılmasını sağladığı eserlerinde ahlak, fıkıh, hadis ve tasavvuf konularına ağırlık vermişti. İlmî birikiminin yanı sıra tekkelerdeki yozlaşmayı önlemek için ulemâ ve meşâyih arasındaki anlaşmazlıkları gidermek üzere uzlaştırıcı yaklaşımıyla öne çıkmış; dinî ilimleri öğrenilmesi ve sünnete uyulması hususunda hassasiyet göstererek talebelerini bu düstur üzere yetiştirmiştir. Eğitimini tamamladığı Çifaruksa Köy Medresesi’nden İstiklâl Harbi sırasında cepheye gitmek için ayrılıp geri dönemese de, vefasının bir nişanesi olarak bölgede emsaline az rastlanan nitelikteki kütüphaneyi Oflulara hediye eder. Câmi-i Kebîr’in yanında, halkın desteğiyle inşa edilmiş olan kütüphaneye vakıf yazma ve matbu eserlerle çeşitli risâleleri muhtevî 200 cilt kitap vakfetmiş; böylece kütüphane, bu güzel Karadeniz kasabasında, ilim beşiği misali binlerce talebe ve okuru büyütmüş, yetiştirmiştir.
Burada en dikkat çeken örneklerinden birini verdiğimiz, içtimai varlığımızın banisi hüviyetindeki bu kültürel varlıkların tahribatına şahit oluyoruz ne yazık ki. Bu tahribatın bir kısmı tabii nedenlerle gerçekleşirken, büyük bir kısmı da insan eliyle verilen hasar neticesinde vuku buluyor. Bu kültürel tahribata mani olmaya çalışan zatlardan biri de, Çifaruksa’da yetişmiş olan son dönem kıraat âlimi Mehmet Rüştü Âşıkkutlu’dur (1901-1980). Âşıkkutlu Hoca, sahasında pek çok talebe yetiştirmesi ve eserler kaleme almasının yanı sıra, Gümüşhânevî Hazretleri’nin miras bıraktığı kütüphanedeki elyazması ve matbu eserlerin muhafaza edilmesinde gösterdiği üstün gayretleriyle de bilinir. İlmi, bilgi birikimi ve hocalığının yanı sıra sağlam şahsiyeti ve sebatkâr duruşuyla da çevresindeki hoca ve âlimlerin takdirini kazanmıştır.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…