Tam 77 yıl önce, Kırım Tatar Türklerini kendi siyasî emellerinin önünde “tehlike” olarak gören Sovyetler Birliği yönetimi, insanlık tarihinin en büyük suçlarından birine imza attı. 18 Mayıs 1944’te on binlerce insan tren vagonlarına doldurularak, meçhul bir geleceğe doğru yola çıkarıldı. Josef Stalin’in emriyle gerçekleştirilen bu mezalim, geride nesiller boyu devam edecek tarifsiz acılar ve hâlâ dinmeyen gözyaşları bıraktı.
Derin Tarih’in bu sayısında, Kırım Tatar Sürgünü’nü bütün boyutlarıyla ele aldık. Hem konuyu çalışan yazar ve akademisyenlerin bilgisine başvurduk hem de kendileri ya da yakınları sürgüne tanıklık etmiş insanların duygularını sayfalarımıza aktardık. Kırım Türklerinin lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun dergimize verdiği özel mülakat ise, yaşanan sürecin güncel siyasî boyutunu geniş biçimde gözler önüne serdi.
Kırım Tatar sürgünü dosyamız, Kırım Yarımadası’nın yeniden ateş çemberinin içinden geçmekte olduğu bir zaman dilimine denk geldi. Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhakından bu yana problemlerin giderek kördüğüm halini aldığı Kırım’da yaşananların aslında yakın tarihin meselesi olmadığını, geri planda yüzyılların ötesine uzanan bir mücadelenin yattığını, dosyamızı okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız. Bu vesileyle, önümüzdeki aylarda güzel Kırım’ı kapsamlı bir “özel sayı” olarak da siz kıymetli okurlarımızın dikkatine sunacağımızın haberini şimdiden vermek isterim. Hazırlıklarımıza başladık bile.
Dergimizi matbaaya göndermek üzereyken, ABD yönetiminin 1915 olaylarını “Ermeni Soykırımı” olarak resmen kabul ettiği haberi ajanslara düştü. Bu mevzunun tümüyle artık siyasî bir mesele haline geldiğini, kimsenin hakikatlerle ilgilenmediğini, bunun yerine yalnızca düşmanlık ve saldırganlıkların politik hırslara meze yapıldığını söylemeye bile gerek yok. Fakat Derin Tarih olarak bize düşen bir vazife var: Son 200 yıl içinde, Müslümanların sırf etnik veya dinî kimliklerinden dolayı kıyıldığı ve kırıldığı bütün hadiseleri, tamamen belgelere ve kaynaklara dayalı, derli-toplu bir dosya halinde kamuoyuna takdim etmek. Kıymetli okurlarımıza, bunun da sözünü veriyoruz.
Kapak dosyamız dışında, Derin Tarih’in bu sayısında, yine birbirinden kıymetli yazılar, röportajlar, incelemeler ve kitap tanıtımları bulacaksınız. Sizden gelecek geri dönüşler, yorumlar ve tenkitlerle, her sayımızı bir öncekinden daha iyi bir noktaya taşımayı temel vazifemiz olarak görüyoruz.
Gelecek ay görüşmek üzere size veda ederken, mübarek ramazan bayramının hepimize sıhhat ve afiyet getirmesini diliyoruz.