Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün naaşının, 11 Kasım 1944’teki vefatından 16 ay sonra, Nisan 1946’da Missouri zırhlısı ile İstanbul’a getirilişi, Türk-Amerika ilişkilerinde bir dönüm noktası olacaktı.
ABD tarafından inşa edilen son savaş gemisi USS Missouri (BB-63), Mighty Mo veya Big Mo (muazzam, kudretli MO) takma isimleriyle de anılır; lakin büyüklüğü sadece zırhlı bir gemi olarak ihtişamından değil, gittiği ülkelerde Amerika’yı temsilen elde ettiği konumdan gelmektedir. Missouri eyaleti senatörü Harry S. Truman’ın kızı Margaret Truman tarafından vaftiz edildiğini düşününce, geminin de sıkı bir Hıristiyan olmasına şaşmamalı. 2. Dünya Savaşı sırasında dünyanın en büyük zırhlısı olan 270 metre uzunluğundaki Missouri, Japonya’nın teslim olduğu antlaşmaya ev sahipliği yaptığı için Amerika’nın Pasifik Savaşları kahramanı olarak anılırdı aynı zamanda. Fakat Türkiye için ehemmiyeti, ziyaretinin Türkiye-ABD ilişkilerinde milat teşkil etmesinden ve en azılı ABD aleyhtarlarının dahi bu ülkeye bakışının tamamıyla yeni bir faza girmesinden kaynaklanır.
21 Mart 1946’da New York’tan yola çıkıp 5 Nisan 1946’da İstanbul’a varışına kadar Türk basınında öyle yoğun bir ilgi ve tezahüratla haberleri yapıldı ki, halk Missouri’yle yatar, Missouri’yle kalkar oldu. Seyahati boyunca gün gün nerede olduğu okura bildiriliyor, geri sayım devam ederken muazzam bir karşılama merasimi organize ediliyordu. Bu gürültülü ve hararetli hazırlık döneminin basına yansıyan sahneleri de ayrı bir hikâye anlatıyor bize. Yüzlerce Missouri haberinden burada paylaştıklarımıza göz atınca bize hak vereceksiniz.
New York’tan yola çıkmadan günler önce, 8 Mart 1946 tarihli Cumhuriyet’in “Hem nalına hem mıhına” köşesinde ayrıntılı şekilde tanıtılmıştı gemi. 14 Mart günü de aynı gazetenin ikinci sayfasında, “Missouri dünyanın en kuvvetli zırhlısıdır” başlığı altında Abidin Daver gemide ne var ne yok, aktarıyordu: 1.857 kapı, 2 milyon 500 ayak uzunluğunda kablo, 90 mil uzunluğunda buhar borusu, 5.300 elektrik lambası, 275 hizmet telefonu, 816 savaş muharebe telefonu, 180 hoparlör, gün verildi.
Günümüzde Vakko adıyla tanınan Şen Şapka, “Welcome Missouri” yazılı eşarp ve atkılarını satışa sunmuştu bile. Hatta 7 Nisan 1946 tarihli Cumhuriyet’e göre Missouri’yi ziyaret etmek için kart bulamayan bir hanım bu eşarbı göstererek içeri alınmıştı.
Kapalıçarşı’dakiler dâhil köşe bucaktaki esnaf Amerikan askerlerinin para vermeye zorlanmaması, hesapların hükümet tarafından ödeneceği söylenerek ikaz edildi. Birçok mağaza sahibi vitrinlere “Burada İngilizce konuşulur”, “Değerli misafirlerimiz hoş geldiniz” yazılı pankartlar asmışlardı. Polislere Amerikan askerlerine karşı ‘nazik davranma’ dersleri dahi verildi. Yoksul mahallelerin elektriğinden kısıntı yapılarak Taksim’de ampullerle büyük bir Missouri tasviri hazırlandı. Dolmabahçe Meydanı ile cami avlusu temizlendi, etrafına çekidüzen verildi. Beyoğlu’ndaki eğlence yerleri düzenlendi. Genelevlerin bulunduğu Abanoz Sokağı temizlenip evler içten ve dıştan badana edilirken buralardaki kızlar sağlık kontrolünden geçirildi. Yetmedi, Anadolu’daki genelevlerde bulunan kızların bazıları İstanbul’a getirtildi. 30 Mart 1946 tarihli Cumhuriyet’e göre her şey “Amerikalı misafirlerimiz için”di.
28 Mart 1946 tarihli Cumhuriyet’te A. Güner adlı okurun, Missouri’yi gezme adabından dem vuran mektubuna yer veriliyordu: “Halkımız arasında bir harp gemisi gezme usul ve adabını bilmeyenler çoktur. Bu cümleden olarak bir harp gemisinin iskele üst tavanına çıkılıp da tam geminin güvertesine adım atmazdan evvel, kıç tarafa doğru dönülüp o milletin bayrağı üniformalılar tarafından elle, siviller tarafından da şapka çıkarılarak bir an durulmak suretiyle selamlanır, ondan sonra güverteye geçilir. Missouri’nin gelişi ve gemiyi ziyaret vesilesiyle bu usulü bilmeyenlere öğretmek üzere, bir yazınızda bundan bahsetmeniz yerinde olur. Harp gemilerine gidenlerimizin hepsine bu ziyaret adabını öğretmek mümkün olacağını sanmıyorum ama herhalde faydası olacağı da şüphesizdir. Diğer gazeteci arkadaşlar da bu noktaya okuyucularının dikkatini çekerlerse gerek Missouri, gerekse bundan sonraki limanımıza gelecek dost devletlerin denizcileri üzerinde iyi bir tesir hâsıl eder.”
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…