“Neredeyse her şeyi kaybettik ve huzur bulamadık. Kayıplar telafi
edilir gibi değil, ölümün yarası da iyileşecek gibi değil. Tek bir
teselli var: Evvelce gidenlerin yolunu izleyeceğiz. Sürdürdüğümüz
hayat bir uykudur; ne yaparsak yapalım, rüya görüyoruz. Yalnızca
ölüm bizi uykudan uyandırır ve rüyalarımıza son verir.
Bundan önce uyanmış olmayı diliyorum.”
Petrarcha
Bu satırlardan da anlaşılacağı üzere Ortaçağ insanı korkunç bir rüya görüyordu. Tek gerçek vardı: ölüm. 14. yüzyıl kıtlık, salgın hastalıklar, sosyal, finansal ve beraberinde getirdiği siyasî krizle birlikte bir felaketler yüzyılıydı.
Bu dönemdeki en keskin felaket ise Kara Veba’ydı. Bu eşi benzeri görülmemiş hastalık, “Great Mortality” ya da “Büyük Ölüm” olarak da adlandırılır. Şaşırtıcı hususlardan biri de hastalığın nasıl yayıldığı anlaşılamamasına rağmen büyük bir dehşet ve korku yaratmış olmasıdır.
Konakları tercih eden, sıçan da denilen pireler tarafından taşınan bir mikrop sebep olmaktadır vebaya. 1894 yılında Fransız bilim adamı Alexander Yersin tarafından bulunan virüse, onun soyismine atfen “yersinia pestis” adı verilmiştir. Üç türden oluşur: Hıyarcıklı, septisemik ve pönomik veba. Avrupa’da en yaygın görüleni hıyarcıklı vebadır. Bu tür vebaya yakalanan hasta, 4-7 gün arasında hayatını kaybederdi. Hıyarcıklı veba 6. yüzyılda, Iustinianos’un zamanında hem Doğu’ya, hem de Batı’ya büyük zarar vermiş, sonradan yok olmuştu. Ancak 1347-48 yıllarında tekrar ortaya çıktı. Vebanın ikinci şekli olan septisemik veba lenf sistemi yerine kan sistemini enfekte ederek tesir gösterir. Bakteri kan sisteminde hızlı bir şekilde yayıldığından hasta, belirtiler ortaya çıkmadan saatler içinde ölebilmektedir.
Pönomik, diğer adıyla akciğer vebasına yakalanan hastada ise akciğer iltihabı gelişmekte, bunun sonucunda kan tükürmeye başlamaktadır. Bu tükürüğün hastanın elbiselerine ve havaya bulaşıp yayılmasıyla birlikte hastayla temasa geçen veya onunla aynı havayı soluyan kişiler de hastalığa yakalanır. Vebanın en tehlikeli türü budur. Bu hastalıkta ölümler aniden gerçekleşmekte, kişide kan ve iltihapla dolu şişlikler oluşmakta, buna titreme, ateşlenme ve baş ağrısı eşlik etmektedir. Hastalık kan ve iltihapla dolu koyu renkli şişliklerden dolayı “Kara Ölüm” olarak da anılır.
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…